Sırdaşım oldum kendim
bilinmemecesine kurguladım her şeyi
bu mekan,bu ben ve bu siz…
hiç teşhir olmadık
kendi anlamımızla içimde
taptaze en dirisinden
İşte o düşlediğim sabah; rüyalardan daha pembe
rüyanın bir anında bile yaşayamadığım eşsiz mucize gerçek oluyor
akşama dikmiş gözünü,
gecenin tüm dinginliği yırtarak göğsünü geriyor
vakit; neşenin dışavurum anı
hayalleri bile kıskandıran o mucize
Rüzgarın kokusunu sev akşamüstleri
denizin imbatında kaybol
iyot kokulu maviliklere uzan akşamlarca
yakamoz ol
yitirmekten korkma güneşi
Senin süt bakracında bıraktım çocukluğumu
ben sütü çok severim bu yüzden
içimsin
iliklerim sensin
şah damarımsın sen
Aslına dönecek su
yağmur en bilinmez noktasına düşse de yerin
sen ellerini yıkayacaksın belki
ben ağzımı çalkalayacağım
bir aşk büyüyecek ellerimizden
suyun döngüsünde hayat bulacak ilkbahar
Uçuk mavi gökyüzü aramak
Bu soğuk caddelerde
Çok gürültülü bir günün sonunda
Sükunet aramak gecede
Fena bir fiyasko yemek ya da bir tekme
Buz kesmiş düşünceler sonrasında hayattan
Esas duruşta görmeyin beni
bedenim tekmil verir o an
kalbim başka yerdedir
sizin bildiğiniz adam değilimdir
üstlerim tanıyamaz beni; asker gibiyimdir
bedenim itaat eder; ruhum isyan içindedir
bir şey yap bana, kötü bir şey
aklım kalmasın uzaklaşırken
gözlerin aklıma düşmesin şimşek çakarken
güneş gülüşünü çağrıştırmasın
duyumsadığım ne varsa dört mevsim
anımsatmasın seni
Sen deli tay
uğrak yeri hayat
sen geçip gittin hayattan
hayat geçemedi senden
senden sonrası hayatın
‘sen’ kokacak
Beni ellerimden tut
tüm zamanlarımı yakala kıvrak bir hareketinle
gözlerime bakma
kokunu yayma hemen
yani ömrümü çalma
ben olan şeyler biz'e dönüşürken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!