Girift bilmecelerin ardısıra koştuğumuz
On sekiz yaş kütüklerinde,
Zamanın şarkısını dinlemişiz;
Ağır aksak yürüyen ustalardan..
...
Gemileri yanaştır en ıssız limanlara
Açılsın şampanyalar dökülsün ummanlara
...
Oğluma
Evvel zaman içinde,
Ahlar vahlar içinde,
Yok olan günler içinde...
Adını adından aldığın adam,
Asırlardır bizi bize yaklaştıracak gizemli bir kafilenin peşine düştük,yürüyoruz
Nice zamandır yoldayız.
Ateşe atıldığımız günü hatırlayalım İbrahim’le
Kızıl Denizi yardığımız kutlu yürüyüşümüzü
Ebabil kuşlarının destanı hafızalarımıza kazınmıştı
...
Onlar
Bin bereket fışkıran bu topraklardan,
Gurbete çıkan iki sevdalı gibi
İki koldan,
Yürüdüler dağlar, taşlar aşarak
Toza toprağa karışarak..
TARİH 1919'du
Tarih 1919'du
Beşinci ayın ondokuzu
Ufkumuzda kara bulutlar vardı.
Gazetelerde bir haber:
On altı yaşlarında sevdalı iki genç Ş.M ile Ş.S çıkıvermişler Mardin’den yola
Gelmişler Adana’ya
Ya da ömrün son noktasına.
Ve bu kara sevdalı yolun başı da sonu da yok galiba
Dercesine bir elveda çekmişler ki bütün dost ve ahbaplara
Geceyi karartıp günü ışıtsa
Neşeden çılgına dönermiş bübül.
Göğüste takılı bir gül görürse
Dertli dertli elbet ötermiş bülbül.
...
Kısacık mevsimlerde
Kırmızı güller açtık
Kılıç-kalkan oynadık
Kocaman meydanlarda
...
Kah uzayıp giden bir hikayenin sonunda
Kâh bir anlık sevdalarımızda
Hani bir söz vardır, kurulu saatlerde söylenen
İşte böyle diye başlayıp biten
...
Hocam çok iyi şiir yazıyorsunuz.Şair yönünüzünde ne kadar başarılı olduğunu gördük.Başarılarınızın devamını dilerim.