Kalbimin yazlığı kışlığı,
Eski püskü bavulumda…
Düşüyorum yollara,
Aklımda hep silinmiş hatıra…
Birbiri ardına atarım,
Kalpte hâsıl olan,
Nârin bir duygu…
En saf haliyle,
Gözlerde vuku buldu…
Bedene yansıdı, her bir his…
Aşkın güneşi vurdu tene,
Ruhumu dört bir yandan sarmış,
Kara bulutlar…
Gözüm ufku görmez,
Pusludur yarınlar…
Bir hayal tufanıyla karışık,
Hayaller puslu,
ufuk kapkaranlık…
Sus pus olmuş gönül,
kalp darmadağınık…
Gidiyorum,
Tarihi bilinmeyen kederli bir günün hazanında
Sığındım bir bardak çayın ve hüznün limanına
Demir attım sensiz geçen, talihsiz her bir güne
Ve akıp gitmektedir gönlüm, bilinmezliklerime
Sevdim diyerek, tutup baktım gözlerine
O sıra gönlüm, hep bir başkasının gözünde
Göz değil, gönül görmeliymiş aslında
Yalnız kaldık işte, bir sonbahar faslında
İlişki adı altında, hep yalan hep dolan
Sevgisi değil, bedeniydi kalbimi saran
Bir sigara dumanıyla yükseliyor ahım,
İçime çekiyorum sensizliğin sessizliğini…
Diyardan diyara dolaşsa da başım,
Derdim kederim ayakaltında, arşa çıkarım…
Göğsüne yakışan en güzel takı, gözyaşlarım…
Depreşir duygular,
Soğuk bir kasım ayında…
Dalgalar çarpar gönlüme,
Arşa çıkar ahımla…
Atsam derinliklerime oltayı,
Adın kuşatınca, savunmasız benliğimi
Düşmüştür kalem, terk etmişim kulelerimi…
Zaferin çığlıkları duyulur, virane gönlümde
Dalgalanır bayrağın, kalbimin tam orta yerinde
Hüzün çalarken, titrek elleriyle gönül kapını
Bir telaş sarar bedenini, dökersin gözyaşını
Elinden gelen, üç beş istemsiz adımdır
Arkası gelmez zaten, yere kapaklanmışsındır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!