Bağımda gonca gülüm soldurdu
Gülü dikeni birbirine kırdırdı
Hem bülbülüm dalıma küstürdü
Gönül ben bu taşkın sellere küskünüm
Kervanımı bizden alıp götürdü
aşk çölünde ölümsüzlüğü arayan ruhun
uğrağıdır şu çağlayan çift oluklu çeşme
birinden Leyla boşalır ötekinden Mecnun
sevda olur bir tasta iki su birleşince
Bekledim yıllarca gelmesini
Yüzüme bir anlık gülmesini
Hiç olmazsa mektubun vermesini
Mektubun geldi amma satırı yok
Eylendik beraber o şehirlerde
kırmızı bir mızıkam vardı çocukken
gençliğim aldı onu habersizce ellerimden
bu nasıl bir
yol ayrımıymış
beş yüz yıldır
karşılaşıyoruz seninle
sen paylaşmışsın sevdanı
bir çift göz
Sen dolunay pencerenden
Saçlarını sarkıtmasaydın eğer
Ellerimin altından kayıp gitmeyecekti dünyam
Ve bir uçurum kıyısını anlatmayacaktı şiirlerim
Bu yaşamak adı zulüm değil mi aslında
Yüreğim çoktan atlamış boşluğuna
alır gider bir gün seni
can veren ağaçlara
tanımlamayı beceremediğin hisler
ve gördükçe sulara düşen yaprakları
bulanır aşkta berrak gözlerin
hastadır bahçıvan
tahmin etmemiştik
böyle yaşanacağını
olsun yine de mesut gösteriyor
zaman seni uzaktan
tarihi gibisin artık
en sevdiğim İstanbul'un
Eşrafa sorsan adam derler
Eksiği noksanı tamam derler
Bilgisi görgüsü yaman derler
Ne bilgi gördüm ne görgü buldum
Söz konuşur sözünü bilmez
bu gece cemalin dolunaydan daha parlak
hıçkırıkların susturuyor içli yıldırımları
yüce dağların bağrını yırtıp aşarak
gelen ırmaklar andırıyor gözlerinin yaşını
sen böyle ayın ondördü gibi parıldayan




-
Rahmi Ege Eryılmaz
Tüm YorumlarKüçücük yazıların bıraktığı büyük anlamlar..