İnsan varmak istemez ihtiyarlık diyarına
Ötelerden bir alem var dünden yarına
Gökyüzünde haber var gelecektir kıyamet
Ebedi hayata hazırlan bekliyor karacaahmet
Şehirler doldu boşaldı al bundan bir ders
Ölüm yokluk değil belki inkarı fıtrata ters
Varsaydım mescidi nebevinin avlusuna
Hece hece dua olup girseydim avucuna
Ebu zer gibi kokunu Ali’den alsaydım
Ayağının altında bir zerrede ben olsaydım
Baştan başa İslam beldelerini dolaşsaydım
Güneş her sabah göz kırpar aleme
Ay huzmesi mürekkep olur kaleme
Her şey İyi kötü insanın nefsinde
Kalpler sarsılır günün arifesinde
Bu bir mucizedir insanlık tarihinde var mı eşi.
Günde beş vakit okunur. Muhammed ismi.
An anı kovalıyor sana verilen mühlet daralıyor.
Zerre iyiliğin zerre kötülüğün hesabı yaklaşıyor
Harf harf hece hece aydınlığı öğrettin.
Harflerle güneşi fener yapıp vermiştin.
Bilenle bilmeyen bir olmaz demiştin.
Harflerle medeniyeti sen göstermiştin.
Nerede görsem çiçek kokan bir kelime
Yüzümde tebessümle atarım heybeme
Heybemdekiler dinlenir gönül bağında
Güzel kelime birer çiçektir şiir tadında
Çiçek kokan kelimelerle konuşurum
Hasretine güller serperim yoluna
Medeniyetin adı yazılmış alnına
Dört kapıyla gönlünü açmış insana
Diyarbakır adı yenilmez zamana
Üzülme, tasalanma yüreklerde sevda
Dalındaki kırmızı gül saksıdaki çiçek
Al bir avuç tohumu gönüllere ek.
Çorak gönüller sulansın sevgi ile.
Yeşersin zambak, nilüfer, lalelerle.
Ey çiftçi avucundaki tohumlar beklesin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!