Sürgündeyim
Tepemde yagmur kar
Ayaklarımda taş, buz
Suçum neydi tamda bilemedim
Valizimi alamadan sürgündeyim
Dolandım çaglar boyu
Hediyem
yaşamdan yaşama geçti ömür
zaman ölümden yana
arzuların esaretinde beden
gökyüzünden büyük
cepler taşıyor tüm insanlık
Acı bir gündü
Hayatın derinliklerine gömülü
Bir telefon sesiyle
İrkildi bedenim kan-ter içinde
Sesin batık kentlerimin güneşi
İçimde yanan volkan
Milyonlarca yıl öteden
Sana sevgimle geldim
Tut ellerimi çıkalım göklere
Sevgi çemberinde birlikte
Dolaşalım seninle
Hayaldi dünlerim hayal
nasıl yaşıyorsan öyle düşünüyorsun demek
demek bu gün varsak yarın yokuz
içimize çökerde göletin tutkusu
gözler bir dost arar gitmek için
Selahattin abi benden hasta
Bir de bakmışsın Akpınar köyünde
Yüz fersah derinde
Yosunlar sinsi gülümsediler
Kan kırmızı boyandı mavi sedir
Gökleri yırtan hançerleri
Çek birer birer
Denizi karelere böl
Anam Nerdesin..?
Küçük bir çocuktum haylaz mı haylaz
Elde, avucta, durmaz.
Bir dalda dursam bin dala vursam,
Masaldaki devlerin inine çomağı soksam,
Başpınarda buz gibi soğuk akar pınar
Çam ormanları nefesidir bu memleketin
Fevzi Çakmak bulvarından girdiğin zaman
Evlerin her modeli görücüye çıkmış
Kız güzelliğiyledir.
Dallarda çiçek dururken
Eylül yaprakları gibi düşme ne olur
Dökülen göz yaşlarımı tutamazsın
Aramızda ayrılık var.
Bir zemheri soğuğu çalar dudaklarımızı
Bakışlarda uzak uzak seslenirsin
Beklemek seni,
Uçsuz bucaksiz umutsuz
Bir yitik zaman diliminde beklemek.
Gün görmemis tomurcuk üstüne yeminim
Gül kizilliginda kanar yüregim
Ölümüm geçer aklimdan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!