Acı bir tebessümsüm artık dudaklarımda…
Yaşanmış güzel günlerin hatırına, bir tek adın kaldı tozlu hatıralarda…
Gözyaşlarımı kurutuyorum artık, nemli gözlerimin sitemine rağmen…
Özlemek… Özlemek öyle zor ki be anne…
Sevgiliye hasret kaldığın dakikalar bile; vuslatın çağrışımları gibi sanki ötelerden duyuluyor.
Derin bir ah çekip, yatıverince o soğuk yatağa; sımsıkı sarılıveriyor insan, kokusunun sindiği yastığa ve yorgana…
Susuyor gözlerim… Anlamsız bakışlar hakim artık senin öksüz bıraktığın o gözlere…
Yok oluşun en acı haliydi, seni yaşarken kaybetmek…Ve senin bensiz yarınlara yürümeni çaresizce seyretmek…
Güllerin anlamı yok artık benim için…
Uyumak istiyorum... Derin bir uykuya dalmak...
Kollarında daldığım bir rüyanın içerisinde sana yazıldığımı duymak istiyorum...
Sonra sen gelsen, tutsan elimden, öpüversen titrek dudaklarımdan...
Gözyaşıma yazdım seni... İşte bu yüzdendir ki; hep ağlarım ben…
Pencereme konan kuşlara anlattım seni…
Kanatlarından yeryüzüne serpiştirdikleri gökyüzü maviliği olasın diye…
Biletsiz bir sevdaydı bizimkisi,
Ne koltuk numarası belliydi,ne de başlama saati.
Çift kişilik bir doğaçlama mıydı; yoksa önceden hazırlanmış bir senaryonun oyuncuları mıydık bizler?
-İnsan sevdiğine yarasını verir mi?
-Yaram, sen isen elbette ki en içten hediye bu olsa gerek…
Hayal kırıklığının başkenti; yüreğim…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!