Ekmek getirirdi
sabahları kolunda tombulca sarı hasırımsı sepet.
Niceleri yoktu, önceleri hep o vardı, öyle hatırlarım.
Balkondan aşağı bakışta anlatımda;
“Araba parkı-‘Arka Bahçe’”nin önünde, aşağıda uzanan,
kendi arka bahçesi gibi:
bahçe gibi bahçe, yeşillikli, hala duruyor.
Yaşlılığına geldi tabi emeklilik günleri,
henüz tersine işletemiyoruz zamanı.
Dağ gibiyse o bu da çelikten, Feyzullah;
Ek uğraşı marangozluk ve elektrikçilik can sivaslı ardından atanıp gelince ilk kazan dairesine bakmıştır
çünkü kömür kürürdü, Mehmet Efendi:
bir taş fırın hatırlıyorum şöyle böyle, kuruyemişçinin oralarda kaldırımda ben hayali dururken, şimdi aklıma geldi:
mazgal türevli oluşumlar, ki yağmuru mu süzerler?
işte kömürü kürüyorlar gene, yani kapıcı koca Mehmet
yukarıdan, aşağıdaki kazan dairesini gözetmek! ! ...
demir perde demirler arasından düşünülen göz'ün fırlattığı hayali oklar…
Pek renk vermezmiş
ama buna da uğraştığını sanmam,
gelir giderdi de pek bir şey demezdi.
Napıyor acaba şimdi?
daha o zamanlardan torun torba sahibi olmuşluğu;
belki de zaten çocuklarıydı olan envai.
Kayıt Tarihi : 5.4.2008 11:53:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Akın Akça](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/04/05/mehmet-efendi.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)