Ah istanbul... Saçını okşamadan sevdiğim güzel, içimdeki filizi, aşkı göstermek adına ömrümü önüne serebileceğim kadın....
yazıştığımız gecelerin sonunda, sen uyurken melekler gibi, ben kendi penceremin önünde her gece birkez rüyada da olsa vuslatını yaşabilmek için tanrı'ya dua ediyorum. Gözlerim ağırlaşıp aşkının o büyülü uykusuna gömüldügümde, sevdamın kalbimdeki ilahi melodisi çalıyor kulaklarıma. Ürküyorum bir çocuk gibi bilemezsin İstanbul...
Biliyormusun... seni sevmek yalnızlığın soğuk kollarından biraz olsun sıyrılıp nefes alabildiğimi hissetmek aşkım. Ruhumun tek sahibi olan seni sahiplenmek, çocuksu bir saflıkla bu acizane aşığın senin vazgeçilmezin olduğunu düşünmek! işte mutluluk bu istanbul...
Birgün habersizce kapını çalsam, yanağıma aşkımın susuzluğuyla asla doyamayacağım bir öpücük kondururmusun? hayır.... Biliyorum, daha başlamadın sevmeye.
Bense yemin ettim o pamuk kalbine birgün gireceğim diye...
ne zordu yaşamak o günlerde
vurulmuştum kalbimden düşmüştüm yere
büyük and vermiştim yüreğime
biliyordum hayat, gülecekti bana yine
bırakmıştım sevda şiiri yazmayı
yaşamayı...
biliyorsun düşkünüm boğazıma
senide severim, yemeğide
bazen başka görüyorum seni
bulgur pilavı oluyosun gözümde
danelerinde aşkı arıyorum,
lezzetinde huzur.
Gidişin...! kaç gün oldu, senelermi geçti ne?
Derin sızılar duydu yüreğim
Ne çok şey vardı paylaştığımız
Hatta paylaşamayıp, yaptığımız kavgalarımız
Hatırlarmısın? arayıp sesini duyardım kızdığımda
Abim...! derdinde yumuşardı yüreğim
kirli sakallarla doğdu gün.
uyanmadım sevdanın uykusundan.
korkuyorum, yine çocuğum bugün.
günlerdir içimde, yüreğimdesin
biliyorum, uyandığımda gideceksin
kaçıncı belki, kaçıncı umut benimki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!