Şair ve Yazar, 1979 yılının 10 mart günü Samsun ili Bafra ilçesi ne bağlı Bengü Köyünde dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlarda başlayan edebiyata olan ilgisi daha sonra melankolik bir hale gelerek şairimizi şiirler ve hikayeler yazmaya teşvik etmiştir. Bafra İmam Hatip Lisesi sıralarında başlayan üretkenlik neticesinde 1000 (bin)'in üzerinde şiir, 2 adet hikaye ve 1 tanesi bitiş aşamasına gelen 2 adet roman kaleminden sayfalara düşmüştür. Türk Dili ve Edebiyatı mezunu olan şairimiz çeşitli gazete ve dergilere bulmaca sayfası hazırlamakta ve Milli Eğitim Bakanlığı personeli olarak çalışmaktadır.
Eserleri
Şiir yaşam tarzıdır,
Şiir hayat felsefesidir.
Şiir, şairin haletiruhiyesinin beyaz sayfaya izdüşümüdür. Hangi şairi, hangi şiiri okursanız okuyun, mutlaka o şairin iç dünyasından bir şeyler bulursunuz o mısralarda. Şiir, duygu ve düşüncelerin en güzel anlatım biçimidir. Bazen boğazınızda düğümlenen, bazen dilinizde kilitlenen, anlatamadığınız her şey, şiir sayesinde sayfalara o kadar güzel dökülür ki, bazen siz bile inanamazsınız yazdıklarınıza. İşte bu insanın iç dünyasını olduğu gibi kaleme alma hali, şairlere göre ilhamdır. Ne zaman ve nerede bir şiir yazabileceğinizi önceden kestirebilmeniz mümkün değildir. Duygularınızın akışa geçtiği andan itibaren, onları kâğıda dökmeden rahat edemezsiniz.
Şiir, bazen hüzzam bir ruh halinin, bazen melankolik bir durumun, sevincin, neşenin, kederin ve hüznün kaleme inikâs etmesiyle oluşur… Ismarlama şiir olmaz. Zorlama şiir yazılmaz. Böyle bir durumda yazılan şiirde kesinlikle yaşanmış bir duyguyu hissetmeniz mümkün değildir. Yaşamadığınız bir hissiyattan zahir bir şeyler elde edebilirsiniz, lakin yazdıklarınız muhtevası boş bir yazıdan ibarettir.
Bafra 50. Yıl İlkokulu sıralarındayken, değerli öğretmenim Dilber ARABACI hanımefendinin teşvikiyle 1989 yılında yazmış olduğum “Öğretmenim” adlı şiir ile başlayan şiir yolculuğumda, bugüne kadar kalemimden 1000’in üzerinde gönül katresi düştü sayfalara. İlk başlarda bir merak ile başlayan şiir ve edebiyat sevdası, ömrümün olgunluk devresinde melankolik bir hale geldi. Daha çok usta şairleri okumakla ve de onların fikirlerini kendime absorbe etmekle birlikte, kesinlikle ve kesinlikle sadece birkaç esinlenmenin dışında, kendime ait olmayan hiçbir eseri sahiplenme lüksüne girmedim. Tamamen kendi gönül katrelerim olan şiirlerime, anaç bir ruh hali ile hep çocuğum ve evladım gözüyle baktım. Onları korudum, sakındım ve de sahiplendim.
demir kapı, kör pencere,
yastığım, ranzam, zincirim
uğruna ölümlere gidip geldiğim,
zulamdaki mahzun resim,
haberin var mı?
Hocam elinize,yüreğinize sağlık. Çok güzel mısralar yazmışınız. Yeni çalışmalar bekliyoruz.