Yetmiş sekiz yazıydı
Mezun olduk aynı liseden
Dereceyle bitirdin sonrasını,
Ben ise ihtilalde atıldım üniversiteden
Kırk yıl geçti kaldık hatırsız
Hırsızın padişah olduğu yerde
Kapıya kilit gerekmez,
Kapı onun,
Kaçıp, sığınabileceğin
Her yapı onun,
Korkaktır, haksızlıklıkla geldiğinden
Küçük bir istasyon
Günde bir tren
O da bazen üç
Bazen beş saat rötarlı
İstasyon şefi
İki öğrenci
Büyüdü kadın
Sevgiyle
Anlaşılmak istiyordu
Erkek düşündü
Ve anlamadı?
Çünkü bir kadını anlamak için
Yeter eğme şu başını
Çıkar ayağındaki taşını
Kuyudaki Yusuftan da
Büyükmüdür derdin senin
Durmaz yaşı hergün akar
Seksen dört yılı Nisanında
Öldü kunduracı Garip Efendi,
Adı gibi garip doğmuştu
Namı gibi efendi yaşadı,
Elli yedi yıllık ömründe
Ne uzadı ne kısaldı
On dokuz yaşındaydım
Aşıktım,
Gezerken elin elime değse,
Dünyada ki tüm kötülüklerin
Sebebi senmişçesine,
Tüm suçları üstlenircesine
Dua eder pazarlıklı,
Dili şükür söyler
Yüreği isyana her an hazırlıklı,
Sadaka verir minnet bekler
Malını mülkünü
Hep sanır kendinden muteber,
Zeynebim oldu üç yaşında
Konuşmuyor, öyle bakıyor karşımda,
Geç konuşur bazısı dedi köyün ebesi
Ebe dediysek devletin tahsilli hemşiresi,
O geç dedikçe ben hiç dedim içimden
Yazık ama dedim keşke hiç konuşmasa,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!