15.11.1966 yılında Artvin’in Yusufeli ilçesinde doğdum.İlkokul,Ortaokul ve Liseyi Yusufeli’de okudum.Anadolu Üniversitesi İktisat bölümünden önlisans diploması aldıktan sonra Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’ne girdim.Üniversitenin Öğrenci Derneği’nde ki çalışmalarım ve siyasi faaliyetlerimden dolayı bir çok kez gözaltına alındım.Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi, hakkımda davalar açtı.Üniversiteden uzaklaştırma aldım ve okulu bırakmak zorunda kaldım. 1991 yılında aranır duruma düştüm.Altı yıl arandım.1997 yılında Ankara’da bir operasyonda yakalandım.Dört yıl yargılandıktan sonra Ankara DGM tarafından 15 yıl ağır hapse mahkum edildim.Kararı Yargıtay onayladı.Ankara Ulucanlar,Ermenek Özel Tip ve Sincan F Tipi Hapishanelerinde 8 yıl yattım.2004 yılının Kasım ayında,TCK'da yapılan yeni düzenlemelerden dolayı özgürlüğüme kavuştum. Bir çok gazete ve dergide çeşitli konularda yayınlanmış yazılarım bulunmaktadır.Kendimi şair olarak görmüyorum.
Eserleri
1-Bir çok gazete ve dergide,çeşitli konularda yayınlanmış yazılarım bulunmaktadır.
2-Sen Hiç Ağlamazdın adında,Anarres Yayınlarından(Ankara-Haziran 2007) çıkan bir şiir kitabım vardır.
3-Günlük çıkan Suluca Karahöyük Gazetesine (Hacıbektaş) ve aylık Özgürlük Dergisine yazmaktayım.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!