Türk Dili ve Edebiyatı mezunu.
Bir sabah uyandım, çay bardakta yüzüyor,
Bal, kavanozu terk etmiş, saksafon çalıyor.
Kedi kravatı bağlarken, toplantıya geç kalmış,
Gökyüzü maviyle değil, limonla boyanmış!
Elmalar rüyada samba yaparken,
Kıvrılır zaman gecenin solgun raylarında
Rüyalar bekler peronda, telaşsız, sessiz.
Bir tren yaklaşır, kapıları gölge,
İner bir çocuk, uykudan yapılmış harita elinde
Konuşmaz kimse, saatler ters döner,
Hayallerle yola çıktım, umut cebimdeydi,
Gözlerimde yıldızlar, yollar önümdeydi.
Koştum, düştüm, kalktım, pes etmedim asla,
Ama sonunda baktım, elde var sıfır
Sözler rüzgâra karıştı, duyan olmadı,
Ay ışığında pişer düşler sessizce,
Kaynar tencerede zaman ince ince.
Bir tutam yıldız serpilir tabağa,
Hayal kaşığıyla döner gece mutfağı.
Çaydanlıkta demlenen çay değil, anı,
Gökyüzü düşmüş semanın dibine,
Ay, kirli bir tencere kapağı gibi asılı.
Sokaklar ürkek, rüzgâr ise
Belli değil hırlı mı hırsız mı·
Ekmek kırıntısı kadar mutluluk
Bir yol mu çizilmişti, sislerin içinde,
Adım adım mıydı, yoksa benimle mi şekillendi?
Yıldızlar mı fısıldadı alın yazımı,
Yoksa kalem benim elimde miydi?
Gecenin koynunda sorularım büyür,
Rüzgârın diliyle geçmişim ses verir.
Her yüz bir kıyı,
Maske ise sonsuz bir gelgit
Çünkü çıplak yüz üşür kalabalıkta,
Her biri bir perdedir, gözleri dikişli
Duygular kaçkın, maskeler dikenli
Oysa içindeki çığlık,
Geceyi delerken ay ışığı sessizce.
Yükselir ruhun yıldızların peşinde,
Gökyüzü sırlar saklar, anlatmaz kimseye,
Fısılda yıldızlara, belki duyarlar seni de.
Gökyüzüne çizdiğin düşlerin mi vardı,
Bir yıldızın ışığında saklı kalan,
Bazen,
Gökyüzü griye çalar sabahları
Ve uyanmak bir savaşa benzer
Kendinle, suskunluğunla, geçmişinle.
Aynada gözlerine bakarken
Sorarsın içinden:
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!