nesinden korkayım ölümün
kaygım yok olup gitmekten
bir kaç asır sonra torunum
adımı okumalı bir güzellikten.
Gecen sabaha küsmüşse
Takmamışsa kirpiklerine uyku boncuklarını
İptal et maziye yolculuklarını
Kalk
Perdeni arala
Gökyüzüne
seni hep nisan gibi sevdim
mayıs haziran'dı özledim
temmuz ağustos'ta bekledim
sen kalktın
eylül ekim varken
kasım dururken
Dün gece düşümde bir servi gelin
Açmış kollarını öyle duruyor
Uzun beyaz fistan ayağı yalın
Yükselmiş bulutta yere değmiyor
Mest oldum seyrinden kaldım öylece
Zalım zulum etme bana
Ben ki mazlumdan sayılmam
Soğuk sular dökme bana
Çok sarhoşum ben ayılmam
Ne olduğum belirsiz
Kendimden vazgeçtim ömür bahşetme
Ya sen gel ya ölüm ya sürgün gidem
Gülümden olmuşum bağdan bahsetme
Ya sen gel ya ölüm ya sürgün gidem
Buralar seninle vatandı yurttu
Çukurova toprağı gibi
Renga renk idim
Her tadı aldın benden
Yaşlandım kara giydim
Şimdi Sahra havası
ne mektup yaz
ne de telefon et
kimseye sorma
selam da salma
yolun bu tarafa düşerse; düz get.
gerçekten bunu mu istiyorum?
Aney
Aney kız
kız Aneyyy
buralara güneş doğmazmış taman
buralarda yaz bahar da olmazmış Aney
ahhhh Aneyyy
kambur dünyada kalbur zaman
elene elene herkes bir yere
kimseden kimseye olmuyor aman
herkes kendi kendine
kimden kime ne ele ne
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!