Ulan felek;
soģuk karanlıģımın ucunda,
zaman zaman bir ıšık, bir ataš gòsterdin.
Yıldızımdır sandım, koša koša gittim.
Mumdu,
fostu,
Fografı çekmesini bileceksin...
misal
malzemesini bulmuş bir aşçı
kolları sıvayacaksın
Pekte hevesli idin, karşıya geçmeye.
Ganimete hücum eden barbar yağmacıları gibi.
Çiğneyip geçtin beni.
Köprüler yıkılmış; gemiler yanmıştır.
Yalnızlık dağına tırmandım.
Haşa;
demem ki, Alevlik sırf bize mahsustur.
Alem; tek bir Nur'dan ibarettir.
Sende korköz
sende alaf olamalı
narında nur olmalı
Vijdan kitabını açtım okudum
Hiç bir sayfasında görmedim seni
Sevgi bahçesine hayli takıldım
Hiç bir çiceğinde görmedim seni
Adiller şehrine girdim dolaştım
Sana neler oluyor kalbim
Bir serçe gibisin pır pır pır
uçacak mısın
Yükseklerde avcı kuşlar var
Senin hesabında neler var.
Günümüzün alileri
Osmanı aratır oldu
Yol benim der delileri
Bac ister harami oldu
Semah toyda düğünlerde
güneş de soğuk soğuk bakar oldu
bulutlar öfkeli
yeşilini katletmiş toprak
yaprak dökmüş ağaçlar gibi ben cıscıbıldak
güller diken diken kalmış
neredesiniz herkes
Bu da;
''domuz pisliği'' dedi ihtiyar;
yerdekini göstererek.
''Çevirme yüzünü, bak bak: bakman gerek.!''
''hatır saymaz; yüz çevirirsen, işte sen busun.''
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı
Hesap et tabakasını tasını
Tut küsüratını at anasını
Üç beş gün hatırlı dursaydı yeter
Canım hay hayda sofram yerlerde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!