Bahçemin her yanını sarmış sarmaşık gülü,
En yalancı baharlara sorgusuz aldanır,
Saatler dönüp de oldu mu gecenin üçü,
Döner de yorgun göğsüme göğsüme nazlanır.
Uykusuz gecelerin,göz yağmurunun özü,
içimdeki alev kuş gibi uçar Capella,
hevesle yandı mı süzülür,kıskandırır kuşları,
ne telli turnam keser beni,ne de mihriban,
Sesinin yelleri hârlar,ısıtır kara kışları.
İşin de gücün de dünyevidir senin,
Hoş bedeninde beyhude bir mahkumsun,
Görmedin hiç sana yanmakta ruhumu,
Pluvia; güzelliğinle âmâsın, mağrursun.
İşin gücün kaba süflilerdir senin,
kapıldım merhametsiz bir taşkına,
can meylettim bırakıp güzelleri,
düştüm ah uykusuzluğun bağrına,
can meylettim bırakıp güzelleri.
sensiz geçen ay andırır kırk yılı,
Gözlerin silahlardan beter,
Teni böyle yakmaz bir kurşun,
Gönlün de benimleyse hala,
Soğuk ruhum yolunda meftun.
Leblerin mimozadan beter,
Farkında mısın Amore?
Yetmezken bize saatler,
Artık birkaç dakikamız var ,
Dakikalar yetmez sana doymaya.
Eski günler ne de hoştu Amore,
Bir garip bu sokak;gri ve soğuk,
Bir kızılçam usul usul ölüyor,
Kokun uğramamış ormanlarına,
Kuşlar bu kış içli içli ötüyor.
Gök umutsuzluktan bahseder bugün,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!