İzmir'de doğup büyümüş, bazı şiirlerinde İzmir'i anlatır. Postmodern ve sürreal sanat anlayışına yakın pesimist şiirler yazar. Ölüm, ayrılık, sevda, buhran konularını ele alır. Şiiri, kişinin iç dünyasını kusabilmesine yardımcı olan bir araç olarak görür.
Şarjörü boşalttım iki maskeli adama doğru
Birinin gömleğinde kanlar
Diğerinde altın yaldızlar
Ne yaptığımı anlayamadım
Icarus, Icarus, ICARUS!
Ağlamayı sevmem
Ağlamam da bilakis
Bugün yarım saat
Hüngür hüngür zırladım
İçime içime hıçkırdım
Kimselere duyurmadım
Dilimden anlamıyor hiçbiri
Birikim namına sıfır
Yüzde doksan üçünün örnekle
Rakamla dokuzda sekizinin
Yazdığımdan bir şey anla demiyorum
Altısında sabahın güneş doğmuşken
Tekrar bütün şehri izledim balkondan
Kaçıncı gün bilmiyorum geride kalan
Derler ki sayılı gün çabuk geçer
Gözlerimden biri kapanırken
İsmin Aşina olsun senin
Anlatıyorum seni, iyi dinle
Kırdın kemiklerimi çiğnedin saf altın dişlerinle
Yüreğimin üzerinde tepindin dişi kurt
Derimi soydun, etimi yedin bitirdin
Adalet kalmamış damarında
Şirinyer’den Karşıyaka’ya
İstanbul Anadolu yakasına
Nevi şahsına münhasır melodilerle
Aynaya da iki ellilik ver azizim
Yine duman başım
normal birine benzemez
keskin kokar, sert vurur
nasıl olur da her bardak
keskin oklar gibi sert tutumludur
sana bir şiir yazdım
nasıl acı, kokun burnuma sinmiş
Vaktin zamanın birinde
Bir ayyaş yaşarmış
Elinde bir usturayla
Sokak sokak dolaşırmış
Günlerden bir gün
Akar yanaklarından
Dudaklarına doğru
Tatlı mı tatlı
Şerbetlerden daha tatlı
Gördüğüm gerçek olamaz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!