Saat üç, şehir karanlık
Kalmamış ne ses, ne ışık
Kapanmaz kapılarım, hep sana açık
Uyuyamam, aşığım aşık.
Ellerim yıldız, saçların gece
her sabahımsın, gecelerim mevsimin
elime tutuşmuş birkaç dizesin
senin boynuna sarılmış ay parçaları
yıldızların altında seni izlemekteyim, ay balam
birdenbire uyanırım sabahleyin
İçinde taşıdığı acı kadar
Karşımda masum duruyor bu evler
Dışarıdan bakanlar anlamaz
Rengi kadar saf değiller.
Bir bilinmeyen şairi
Aylak dolaşır tenhalarda
Ve burası günah şehri
Çürür ruhundaki zindanda.
Bir bilinmeyen şairi
dünyam öyle bir yer ki
anlatamam
için dışım çığlık
yüzün karanfil çiçeği
gözlerin karanlık
büyüyor
İstanbul'u izledim
Gece seslendi
Umudun lambaları söndü
Gelmedi.
İstanbul'u özledim
hayatın işçileriyiz
en azından hepimiz
aşkın bahçelerinde kimimiz
kimimiz savrulmuş hüzünlerde
ölümü bekleyeniz
mezarlıkta açan bir çiçek kopartır beni
sana gelemem
bilemezsin
gökten yağan karınca cesetleri
uyuşturur ellerimi
ben öldürdüm!
evet ben katlettim hepsini!
hayallerimi ve kırıklarını..
çığlıkların öncesi
korkuların sonrası..
belki son sözü olacaktı
ben bugün ölmedim
ne de yarın öleceğim
dudaklarından çıkan iki kelama
mecburum, meczubunum..
geleceğini bilirim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!