Ah hicran ah ayrılık
Sensiz bir viraneyim yıkık
Nefesim sen hülyam sen
Ne haldeyim bir bilsen
Bir gün bir gün tâ derinden
Gel desen
Biliyorum çıkıp geleceksin
Yine işvenle nazınla del’edeceksin
Bir gerdan kırıp bir gamze çıkarıp
Beni sus pus edeceksin
Bilmez miyim senin işlerini
Yeter artık gidiyorum deyişlerini
Bir başucu kitabım oldun
Bakir sayfaların hâki yeşil
Her satırında efsunlu bir dil
Hülyalarımın geniş maviliği
Aklım almıyor sensizliği
Yanındır bilirim ruh dinginliği
Beraber bir güne başlayalım seninle
Bir başınalığımız tutsun delice
Ayrı bir yer ayrı bir zaman
Ayrı olmayan ikimiz sadece
Sen devrik cümleler kursan bana
Ben gözlerinin içinde kalsam
Bir kış güneşiydin
Ayaz yemiş yüreğime doğan
Müşfik ışıklarına muhtaç
Buz kesmiş ellerim
Seni heceler seni dilerim
Hiç olmadı sence ruhumu saran
Bir sokak satıcısıyım
Sevda mahallesinde
Nergislerim soldu
Ayrılık ikliminde
Şimdi boynu bükük
Bir derviş misali
Bu gece de ayrılıklar tuttu beni
İçime döktüm seni
Kederler emdi ümitlerimi
Bu hallarımı bilirsin tut ellerimi
Bir öksüz çocuğum şimdi
Çatladı sabır taşım hayal kırıklarında
Bugün de hasretin beni vuruyor
Gitmez hayalin karşımda duruyor
Yine gün ikindi akşam oluyor
Geleceksin ümidi kalbime doğuyor
Nasıl da hasretim sana bir bilsen
Çıkıp gelir misin gel desem
Bugün hiç kalkmadın içimden
Nice bir sevda ki yaktı ciğerimden
İsmin cismime kazınalı beri
Gitmez oldun düşlerimden
Ellerin değil gözlerin beni mat eden
Teslimim sana ezelden ebedden
Büyük aşklar ayrılıklarda yaşar
Hatırda kalır son nefese kadar
Şimdi bize başka yâr başka diyar
Yıllanmış yara ki andıkça kanar
Verdiğimiz sözler de hep yalanmış
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!