Mehmet TOSUN ağabeyin aziz hatırasına
Bugün, neden durmaz bulutlar yerlerinde
Göğün suratı neden bir karış
Güneş niçin gülümsemez her zamanki yerinde
Her şey bir başka, her ne varsa suskun âlemde
Yüreğimde ağıtlar, türküler üşür
Kuşlar üşüşür parkın ağaçlarına ve yere
Yüzlerce çocuk haykırır
Hüzün çöker okulların bahçesine.
Kanadı kırılır kuşların
Bakışların gel eder resimlerde, aynalarda
Dünyada; hangi ülkede, nerede bir fakirlik görsem
Hangi yoksul çocuğa üzülsem, sen gelirsin;
Senin gayretin, yiğitliğin gelir aklıma
Karakterin sinmiştir her yana
Ve bana, en soylu mirastır tüm bunlar
Senden kalan iyilikler, yiğitlikler, mertlikler…
Sanat öksüz, memleket öksüz, kuşlar bile öksüz şimdi
Parkın ağaçlarında, evlerin çatısında yetim gibi her biri
Güneş boynunu büküp gitmekte her ikindi
Baksana be Mehmet abi.
“Yürümek gerek” diyordun, geldik işte
Hangi gidişe akortlamalı atların ayaklarını
Yarını hangi saatlere ayarlamalı
Namerde hangi ses tonuyla haykırmalı
Hangi ölçüde sevmeli çocukları ve kuşları
Kanadını kırmadan nasıl dokunmalı kuşlara
Nasıl selam durmalı devasa ağaçlara
Sen olmadan gücüm yetmez bunlara benim
Ne çok öğreteceğin konu kalmış be öğretmenim.
Bildiklerim sana ayarlı, sensiz ben nederim
Şiirler kahırlı gidişine, seni söyler türkülerim
Geldin gelecekmişsin gibi gelir her an bana
Gelecekmişsin de yola çıkacakmışız gibi beklerim
İşte; bir mısrayı daha bir mısraya ekledim
Sen yoksun; ah be ağabey yoksa gelmeyecek misin?
Yarım kalan şiirleri, resimleri bitirmeyecek misin?
Bilmem ki bütün dostların niye gelmiş aynı günde
Hepsinin yüzünde bir hüzün, tarifsiz acı gözlerinde
Abi kalk! Misafirlerin gelmiş sen yatmaktasın hâlâ
Ben ise hangi haldeyim kendim bile bilemem
Bu nasıl bir acı Ya Rab düşmanıma bile dilemem
Dilimde bir ağıt, acır da yüreğim, silemem.
“Ziyamın atını pazara tutun.
Gelen geçen Ziyam Ölmüş desinler”
Hayır demesinler, ziyalar ölmüş demesinler.
Daha gidecek çok yol var
Dağların karında kalan hilal var
Bak gene dağlar da kar var
Karın beyazından daha beyaz bakan yar var
Bakınca karları yakan sırlar var
Bu sırlarla kaplanmış Anadolu denen bu diyar.
“At üstünde kuşlar gibi dönen yar
Kendi gidip ahbapları kalan yar”
Ahbaplarına ne diyeyim abi söyle
Çekip gidilir mi Allah aşkına böyle
Peki, ne edeyim ben şimdi; nerelere gideyim
Ben sussam türküler söylüyor
Gönül nereye kadar dayanır ki abi
Özlüyor… Ha bire özlüyor…
Yola revan yolcular seni bekler
Seyre hazırlanıyordu cümle çiçekler
Nice dağ aştık, önümüzde daha dağlar var
Bizi bekliyordu gelecek baharlar
Yol hazır, küt küt atar atların kalbi
Kalksana be Mehmet abi.
Kayıt Tarihi : 2.2.2010 16:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!