Bilmiyorum
Kaç ay, kaç yıl, kaç mevsim
Kaç bahar geçti sensiz
Kaç kere döndü dünya
Kaç kere pusulandım
Kaç kez öldüm seninle
Kaç kez dirildim sensiz
Ellerimden bir yıldız gibi kayıp gittin
Kaç kere sıçrayarak tilki uykularından
Bir yudum su isteyen iniltinle uyandım
O zifiri geceyi kim bilir kaç kez andım
Birkaç kutu konserve
Bir ekmek, bir matara su
Ve bir çatal yürekle çıktığımız bu seferde
Ardımıza bakmaya utanmıştık doğrusu
Ne ana, ne baba, ne yar kaygusu
Ne ölüm korkusu yüreğimizde
Hasretlik cebimizde ucu yanık bir mektup
Ve bir oyalı mendil gülkurusu renginde
Dakikalar çalarak tilki uykularından
Boynumuzda çelenkler anne dualarında
Kaç dağ aştık kaç tepe
Ellerimiz tetikte
Kaç gün gezdik, kaç gece
Takvimsiz sabahlarda
Yorgunduk, uykusuzduk
Aç ve susuzduk ama
Açlığı düşünmedik
Susuzluğa yanmadık
Beş kişiyle paylaştık son dal sigaramızı
Gençlik dediğin ne ki, iç bile geçirmeden
Kaybolan umutlara
Bir içimlik sigara
İçtik bitirdik Mehmet
Savurduk duman duman
Savurduk bulutlara
Ve o katran karası
O zifiri karanlık gecede
Dört yandan ölüm yağdı üstümüze
Her birimiz bir kaya dibine savrulurken
Gözlerimiz göklerde yıldızları aradı
Gökyüzü boşalmıştı, ne ay vardı ne yıldız
Yapayalnız kalmıştık Mehmedim yapayalnız
Ve birden kayıp yıldızlarımıza inat
Cehennem kaçkını binlerce yalancı yıldız doldurup göğümüzü
Ölüm diye yağdılar üstümüze
Bomba olup, mermi olup deldiler göğsümüzü
Ve biz ne olmayan sabahlara darıldık
Ne nazlanan şafaklara Mehmedim
Ne de kahpe yataklığına sitem ettik dağların
Ölüm sessizliğinde kaybolurken umutlar
Kaf dağına atılırken sevdalarımız
Çatlak dudaklarımızda pıhtılaşan duaların
Rahmetine sarıldık
İşte o an seni gördüm
Yıldızları aparılmış gecenin
Can çekişen göz bebekleri aydınlığında
Çekip aldım kan topağı başını Mehmedim
Zifiri karanlığın muhannet kollarından yatırdım dizlerime
Susuzluktan kavrulan çatlak dudaklarında
Yumulurken bölük pörçük dualar
Kandırılmış bir çocuk şaşkınlığında
Gözlerin yasak sorular yağdırırken gözlerime
Kaçırıp gözlerimi gözlerinden
Keder yüklü yıldırımlar gönderdim
Uçsuz bucaksız karanlıklar ötesine yaralı yüreğimden
Bir umutla uzandım bomboş mataralara
Ve isyanım feryadım çarpıyor kayalara, güvendiğim dağlara
‘Dörtte birin karaymış dörtte üçün su dünya
Ey namerde yar olan, merdin kabusu dünya
Okyanus istemedim, bir damlacık su dünya’
Deryaları içmişler, kurutmuşlar Mehmedim
Suları viski yapmış, su gibi akıtarak
Dönsöz göbeklerinde kana kana içmişler
Rumca şarkılar çalıp sirtaki oynayarak
Işıklı salonlarda bize kefen biçmişler
Satılmış yüreklerin fırlattığı her tabak
Kurşun olup oynarken
Çatal yüreğimizi
İniltimize kadeh kaldırıp Boğaziçi
Ve defterden silmişler, silmişler Mehmet bizi
Doymamışlar,
Rakıya katıp yüreğimizi
Buz diye eritmişler, billur kadehlerinde
Kahkahaya cümbüşle sunup birbirlerine
İçmişler Mehmet bizi Bodrum gecelerinde,
Ah o katran karası o karanlık gecede
Biz boşuna aramışız Mehmedim
Üstümüzden göğümüzü çalmışlar
Ay’ımızı Heybeli’nin üstüne
Yıldızlarımızı Çamlıca’ya asmışlar
Kimi mehtaba çıkmış o gece Heybeli’de
Kimi Çamlıca’da zevk’i sefaya dalmış
Biz yüce dağ başında yaralı, mahzun, yalnız
Edirne’den Van’a kadar vatanmış
Üzülme be Mehmedim vatanmış burası da,
Biz gençliğimizi Cudi’nin mağaralarına gömdük
Hayallerimizi Gabar’ın kayalıklarına
Umutlarımızsa kaf dağı kadar uzak
Ölsek de ne gam be Mehmet ne gam
Vatan sağ olsun bırak,
Susuzluktan çatlayan dudaklarına
Çevirdim yüreğimin isyan ırmaklarını
Deryalar oluşturdum billur tanelerinden
Gözyaşımla yıkayıp cennet nişanlarını
Ciğerimin yangınıyla dağladım
Oyalı mendilimle sardım yaralarını
Bir of çektin ki Mehmet, derinden bir off…
Ağlamadım…
Varsın onların olsun çalıntı yıldızlarla üstü donatılmış geceler
Varsın onların olsun Kuşadası, Marmaris…
İsterlerse ateşböceklerimizi de toplasınlar gecelerimizden
Fahişe boyunlara taksınlar bedel diye
Kan dolu kadehlerini tokuşturup sabahlara kadar şerefimize
Sirtaki oynasınlar, tango yapsınlar, zıplasınlar
Biz nice yeni hilaller nice yeni yıldızlar salarız göğümüze
Ey kristal avizeler, ışıl ışıl geceler
Ey ziyafet sofrasında ahkâm kesen ihanet
Ey kanımı içmeye doymayan sülük beyin
Alın artık sizin olsun bütün yıldızlar
Bütün aydınlıklar sizin olsun
Size ihanet yumdu gözlerini Mehmedim
Süreyya ışığına pervane oldu
Alın bütün suları artık
Çevirin ırmakları istediğiniz yöne
Mehmedimin matarası kevserle doldu o gece
O zifiri karanlık katran karası gecede
Bir yıldız daha saldım yurdumun göklerine
Mehmedim şehit oldu...!
AYDIN TÜRKMEN
15.04.2009
YÜREKLERİN KONUŞTUĞU YER
Kayıt Tarihi : 23.4.2009 09:21:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
BU GÜN 23 NİSAN VATANIMA, MİLLETİME, BAYRAĞIMA, ŞEHİTLERİME,GAZİLERİME TÜM TÜRK VE İSLAM ALEMİNE ARMAĞAN EDİYORUM...SAYĞI VE SEVGİLERİMİ GÖNDERİYORUM...!
![Aydın Türkmen](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/04/23/mehmedim-99.jpg)
Bu güzel çalışma ile karşılaştım.
Tebrik ederim
Yaşayacaklarınız,
Yaşadıklarınızdan daha renkli,
Daha hareketli,
daha bereketli
Geçmesi temennisi ile
Doğum gününüzü tebrik eder
Sağlık Afiyet Başarı dolu bir ömür
Yüce Rabbimden niyaz ederim
Osman ERDOĞMUŞ
SAKARYA
Hayallerimizi Gabar’ın kayalıklarına
Umutlarımızsa kaf dağı kadar uzak
Ölsek de ne gam be Mehmet ne gam
Vatan sağ olsun bırak,
Yürekten dökülen yüreklere girer ve tesir eder.Kutluyorum sizi ve sizin gibi düşünen VATAN SEVDALILARINI.Yüreğinize sağlık kaleminiz hiç susmasın.
Mevlam ailelerine vede yakınlarına sabırlar ihsan eylesin.Allaha emanet olunuz ümüt güngör
Kaleminiz daim olsun...Selam ve dua ile...
TÜM YORUMLAR (10)