Mehlikâ, bir rüyada görünürde gözüme,
Ateş basar içimin demirden dağlarını,
Kahrından damıttığı aşkı koyar özüme,
Ve çözer yüreğimin esaret bağlarını…
Susmalı biliyorum tereddüt çıkmazında,
İniltiler düşmeli toprağa gökyüzünden.
Aşkı dinlerken gönül bir hafız niyazında,
Düşmemeli gözlerim o derûni yüzünden…
O Mehlikâ sureti görmek için geceler,
Aşk bilmez çehrelere satmışlar sırlarını.
Ben hasret soluyorum eksiliyor heceler.
Yıkıyorlar gönlümün en muhkem surlarını…
Özgürlük, bir gecenin tenhasında doğrulup,
Mehlikâ bir suretin kirpiğinden akmaktı.
Sevdayı harmanlarken efkâr ile yoğrulup.
En ketum aynalara tebessümle bakmaktı…
Esaret, özgürlüğe muhtaç olmak değil de,
Yusuf’un Hakk’ı için sevmekti zindanları,
Ömründe bir kez olsun yüreğime eğil de,
Bak kendine kendinden ifşa et nihânları…
Mehlikâ, bu ıssızlık bana senden yadigâr,
Gözlerimin içine gülmez oldu mehtabım,
Ruhum artık bedende öyle garip, müstear
Kapanıyor kapağı, bitti ömür kitabım…
Artık kendime bile yetişmiyor hitabım…
06.06.2011
Yusuf MescioğluKayıt Tarihi : 6.6.2011 10:20:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yusuf Mescioğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/06/06/mehlika-10.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!