Meğerlerin ve Keşkelerin Toplamı İnsan- ...

Meğer’lerin ve Keşke’lerin Toplamı İnsan -- Garib Çoban

Dünyanı kaybetmeye hazır mısın?..
Zira gerçek uyanış.
Ne hayâl ettiğin dünyaya uyacak.
Ne de kendini hayâl ettiğin benliğe!..
İnsan olarak anlayabiliyorum.
Ancak bu anlayışımı pratiğe dökemiyorum, neden acaba?..
Çünkü rüyada acı çekiyor ve mutluluğu rüyada arıyorsun.
İnsan çiçek gibidir.
Aşk özü itibariyle kendini sevdirme projesidir.
Sevmekten uzaklaştığında ruhu solmaya başlar.
Ey gönül, dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini.

Mükemmel değilsin, eksiksin!..
Ve unutma!..
Her şeyi çözemezsin!..
Bazı gerçeklerin çözülemeyeceğini kabul
etmek.
Sorunu çözmek için büyük bir düğümü açmaktır.
Onun yanındayken okumak imkansız.
Kitabı bırakırdım ve bütün sayfaları onun gözlerinde, en güzel fotoğrafları dudaklarında görürdüm.
Gözlerimi kapatıp bacaklarına bakmaktan kendimi alamadım.
Ey gönül, dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini.

Ve zamanımı boşa harcadığımı fark ettim.
Onun değil benim elimde olması gerektiğini.
Rüyanın hoş bölümlerine bayılıyor, nahoş bölümlerini görmek istemiyorsun!..
Hâlâ hayali dünyaya karşı sevgin var ve gerçek olmayan şeylere tutunuyorsun...
Hayat bir illüzyondur.
Allah'ım!..
İçimizi seni bilmekle, kalbimizi seni sevmekle güzelleştir.
Dünya koca bir yalandır.
Sevilen kişileri kaybetmek, gurbettir.
Ey gönül, dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini.

Bu cümleleri duymak çok kafa karıştırıcı...
Hayat gerçektir.
Ama hayatı deneyimleme şeklimiz gerçek değil..
Kavramları, fikirleri, beklentileri ekleyerek çarpıtma yaratıyoruz.
Hayatta hiçbir şey doğası gereği ayrı değildir.
Hiçbir şeyin özünde bir anlamı yoktur.
Kişinin hayatı nasıl gördüğü bir yanılsamadır ve kişiye özeldir.
Nasıl gördüğünü değiştir.
Veee nasıl değiştiğini gör.
Ey gönül, dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini.

Sevmenin sorumluluğunu yüklenemeyen insanlar, Aile olmaktan kaçarlar.
Sevinçlerini ve cesaretsiz anlarını başkalarıyla paylaşmayan kişi, kendi niteliklerini veya kusurlarını asla bilemez.
Çünkü, güvenmek diye bir duyguları yoktur.
Yani, deliler şeyhim siz de yalan dünya diyorsunuz öyle mi?..
Neyleyim, dünyalık putlarım yok.
Gönlümden giden gidene, gönlümce değil bu olup bitenler.
Kimse bilmez bir tabibe ben de muhtacım bugün.
Ey gönül, dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini.

Bu dünya bu sıralar çok sevgisiz ve insansızlaştı.
Yani siz de yalan dünya diyorsunuz öyle mi?..
Eğer kendiniz sandığınız kişinin.
Dünyanın içinde olduğunu düşünüyorsanız.
Dünya gerçek değil, yalandır.
Eğer dünyanın kendi içinizde olduğunu fark ederseniz.
Bu kıyamettir, dünya derhâl âhiret olur.
Ve Âhiret gerçektir.
Ama sen sen olasın.
Vazgeçmeyin sevmekten.
Dünya nihai hedefi değil.
Sevginin yolunu takip edin.
Yol yürüyerek yapılır.
Ey gönül, dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini.

Dünyayı yaratan zihnin.
Ben ve Ben olmayan, onu gerçek dışı olarak kabul etmesini beklemeyesin!..
Bunu ego mu yapıyor gerçekten?..
İçinizdeki egonun gerçek olmadığını bilen..
Şeyin, kendisi de gerçek olmalıdır!..
Âh ah ölmeden farketsek bâri...
Sanırım haklısın gidişinle.
Birbirimizde asla sahip olmadığımız nitelikleri aramakla aptallık ettik.
Ey sevgili, yıllar boyunca dünyanın hiçliği adına, uyumadan seni arıyorum.
Ey gönül, dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini.

Abartma kendini, sakin ol.
Muhteşem değilsin, biricik değilsin.
Gönlün bir ritmi vardır karşılıksız sevmek.
Çünkü bir sanat biçimi olarak kainatın müziğine benzer.
Sadakatin duada teheccüt vakti ritimi iyiyse.
Şems vakti sevgili rahatsızlık duymadan dünyana girebilir.
Bana o baş dönmesinden, gülümsemenden.
Hatta aklı olmayan putlarından aldığın akıldan.
Ve o bilmiş bakışlarından biraz daha ver.
Renklendirmem gereken bir gece var.
Modern zaman soytarılarının söylediği kadar muhteşem bir varlık değilsin.
Bir serçeden, kırlangıçtan farksızsın, ölümlüsün.
Ey gönül, dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini.

Hayatta iki yolun takip edilebileceğini söylüyorlar!..
İyi ve kötü.
Ben buna inanmıyorum.
Ben üç yol olduğuna inanıyorum!..
İyi, kötü ve gitmene izin verdikleri yol.
İnansan dahi her şeyi başaramazsın, eksiksin, yitiksin.
İnsansın usul ol, sakin ol.
Farkındalık gerçekliğin anahtarıdır.
Olanın olduğunun, olmayanın olmadığının.
Farkındalığı ol, gönülden b/aşka bir mekânımız yok.
Ey gönül, dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini.

Alevden gömleğimizle, gönlümüzü huzura erdirecek yerimiz yok.
Bir gönüle ait hissedemeyişlerimiz bundan.
Yaşanıyor, yaşanmakta olan.
Gerçek olan ölmez.
Belki her şeyi kaybetmedik.
Ama her şeyin kaybedilebileceğini anladık.
Düşünürsen, çok acı bir gerçektir bu.
Fakat insan kaybedebilme ihtimâlinin farkına vardığında ancak, acziyetinin de farkına varabiliyor!..
Kulluk makamı da burada, acziyet ile başlıyor.
Heyhât gerçek olmayan hiçbir zaman yaşanmadı.
Ey gönül sana kim karşılıksız sevgi ile dost bildin mi?..
Kendinizle iç içe olduğunuz bir hikayeyi seçin..
Ey gönül, dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini.

Ne kutlu bir ölüm.
İnsanlar acıdan geçmedikçe yaşamın varlığını anlayamazlar.
Yürümek yeterli, sadece yürümek gönlündeki yaranın açılması için teheccüt vakti var.
Şems vakti davet edilenler yolu bulacaktır.
Çok bilmişleri değil!…
Hiç kimse kendisi için gizlenen müjde ve mutluluğu bilemez.Secde, 17)
Dem’lenmiş insanları var etmeli yaşamda.
Bir ömür daha lazım ölümümüzden sonra.
Gerçek olmayanın yok olması.
İnsan kendinde yok oldukça, çok kırılıp dökülüyor dünyada.
Püfff.
Ey gönül, dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini.

Yum gözünü, dedi aklı kıt adam.
Kendinize sadık olmak, başkalarına sadık olmanın tek yoludur.
Göreviniz sevgiyi aramak değil.
Kendini okumaktı en garib olan.
Aşk, özünde mutluluk fikrimizi başkalarına emanet etmektir.
Cihanda eski usuldür fayda arayan zararı da istemiş olur.
Sevgili isteyen eziyete hazırlanmalı.
Define arayan yılanı göze almalıdır.
Bu nedenle aşk, sürekli mutluluk arayışıdır.
Ancak ona asla sahip olamamaktır.
Ey gönül, dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini.

Vuslat olunca ayrılıktan korkmak gerek.
Vuslat!..
Ah!..
Ne efsunkâr bir kelime ne kutlu bir an!..
Zaman!..
Ah zaman!..
Hem dost hem düşman.
Sadece içinizde ona karşı kurduğunuz tüm engelleri aramak ve bulmaktır.
Bütün evren seninmiş gibi parla, şems vakti.
Teheccüt vakti, kendinizi düzenli olarak ziyaret ediyor musunuz?..
Hemen başlayın!..
Dilin damakta, tekrarla, illah illa Huu iyi ki, ölüm var.
Ey gönül, dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini.
(Y.ed - Bir Lokma Bir Hırka Albümü)