benim tek renkli mevsimlerimde çok şey asılı
benim tek sesli türkülerimde çok şey açılı
açılı bir kapıdan dışarı çıkıyorum
açılı bir üçgene girer gibi başlıyorum gül kurutma ayinlerine
çok yaşamaz daha
güneşin yoğun ölüşünü seyreden o kent
yaşamaz hasta yatağından doğrulan sokak
o kentte kalan resimlerim havva'nın elinde
cennetten kovulunca yandı negatiflerim
şimdi o kentteki resimler bir cesedin gölgesi
meğer mezar diye kazılan kuyularda aynalar yaşıyormuş
ve aynalar masallarda kentlere düşüyormuş
masal bu
boşuna boyamışız güneşi mantığa
mevsimlik ganimetler için boşuna çürütmüşüz yüreğimizi
nasılsa sönecekti sokaklardaki kahraman ışıklar
bak işte sihirli bir ülkeye komşuyuz şimdi
yani biraz erken başlamalı güneşin ölümüne yakılacak ağıda
biraz da ölümsüz kılmak için kentlerin ışığını
bak bir düşüm var yeni mi yeni
bir duruşum var ki dillere destan
artık eski formüller, büyüler bozuluyor
masal bu
saçlarımda kalelerin dağılmayan emin edası
yağmurlar ve rüzgarlar saçlarıma şaşıyor
çok yaşamaz dedik mi kopar bütün filimler
havva anaların anası resimleri ne yapsın
güneş ölür, kent ölür ve aynalar üçgenlere gömülür
ben üçgenler içinde mezarlara gülerim
resimler ve sokaklardan masallara girerim...
Kayıt Tarihi : 13.8.2014 21:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

bir adım at masallar diyarına...
geçmişteki kirleri yıkamakla yorma kendini
uzat ellerini güneşe ve yarına
TÜM YORUMLAR (4)