Aşka merhaba demişim meğer ekmek ve gazete almak için Gittiğim bakkalın ücra köşesinde,
Yaşlanmış çam ağacının esintisi alnımdan öperken.
Hayallerine dokunmuşum meğer, sana bir parçamı üleştirmişim,
Ruhumu bulmuş meğer bedenim elimde gazete arası ekmek,
Yüreğimi emanet etmişim kulağının üst yanında duran saçlarının ağarmış uçlarına!
Hayalkırıklıklarımı yaslamışım iriyarı omuzlarına,
Gözlüklerinin ardında, kirpiklerinin gölgesine sermişim sıkıntılarımı; serinliğinde ferahlasın için.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta