Güzel olan şarkılarmış meğer...Güzel olan...sana olan sevdammış meğer...seni şiir gibi yaşamammış...sen bir şekilmişsin meğer...copy paste istanbul aşklarından biriymişsin...
Ne çabuk tutuldum sana...aşk teslim olmakmış...kendinden vazgeçmekmiş...hepsi oldu beklemediğim anda ve sürede...ve aynı hızla sildin ya...bunu görmüştüm o pazar günü gözlerinde kahvaltı salonunda...da inanmak istememiştim...
herşey tamam da...bu tarzı hiç sindirememiştim içime...bu kadar büyük konuşup bu kadar kolay geçmek...ya sen beni diğerleriyle karıştırdın...ya ben senin türünde biriyle hiç karşılaşmamıştım hala 32 yaşımdan utanmadan...
çok zor oldu aşmam...ama en son geçen hafta geldiğimde öldürdüm seni içimde...gerçeklere bulanmış hayatıma dönmem hiç bu kadar mutlu etmedi üstelik beni...aşkınla ne uyku, ne yemek kalmıştı çünkü...daha otogarda bir ziyafet çektim önce kendime bir et lokantasında...aşkının yerini yemek ve uykuyla doldurdum yine şaşırarak…ve istanbulu bildiğim gibi bıraktım yine...küstah...bencil...ve acımasız...aşk senin neyine istanbul...harca ve harcan kendince...
ve...mümkünse geçme bir daha kapımdan...adına da yakışmıyorsun bu arada...numaranı silmeyeceğim unutmadan...yanlışlıkla bile arasan açmamak için...hiç tanımamış olmayı dilerdim...ama senden de varmış demek ki hayatta...ve seni de aynı güneş aydınlatıyor malesef...hoş senin Güneşşin çok ya...
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta