Ah gurbet zalim gurbet,
Üzülme buda geçecek elbet.
Açılsın güllerin, solmasın.
Gülücüklerin eksilmesin,
Karartmasın gönlünü bu acı gurbet.
Gecenin geç bir vakti
Issız o sokakta yürüyorum sessizce
Köşeden çıkıveriyorsun
Ürperiyorum görünce.
O gece senin için belki, herhangi bir gece.
Ama benim için;
Bir hali arz edeyim dinle bak,
Boynu bükük bir çocuk ağlıyordu hıçkırarak.
Yanaştım çocuğa neyin var,
Ayakkabım yok almıyor babam.
Ağlama sonra alacakmış,
Seninde güzel bir ayakkabın olacakmış.
Heyecan var adında,
Bal tadı var tadında,
Bir buse alıverdim,
Seni benim sandım da.
Bir evet desen,
Yolların bükülse, bir çıkmaz olsa,
Erise bedenim, külü savrulsa,
Yansa, yansa kalbim kavrulsa,
Seni özleyecek, çok seveceğim,
Gönlüm sende, ömrümü vereceğim.
Dünya düşman olsa, senin uğruna,
Göğsüne yaslanıp uyumak ister,
Bu gönül sensizlik çekiyor dostum.
Ellerin elimde hayal kurarım,
Günlerim sensiz geçmiyor dostum.
Zamanı yanında durdurmak ister,
Nedir Tanrım nedir bu dert!
Aramıza girdi gurbet.
Bitecektir bir gün elbet,
Bu sevginin çilesi mi mutluluğun gölgesi mi?
Her çiçeğin kokusu var,
Ellerimden ellerin ayrıldığı an,
Hemen hasretin başlar.
Ne o ağlıyor musun?
O ne gözünde yaşlar.
Bitmesin hayatla savaşın,
Aklanana kadar saçlar.
Kötü gününde seninle düşmezse telaşa,
Kulaklarını tıkamışsa haykırışa,
Dostum var diyerek övünme boşa,
Bil ki, bir kara gün dostu vardır, birde kara dost.
Ölümün vardır, duymazdan gelir,
Karşılıksız bir selam veremiyorsan,
Sığınıp halim bu diyemiyorsan,
İyilik perisidir kendine sorsan.
Ne iyilikler etmiştir sıralar bir, bir,
Laf dolanır sıra sana da gelir,
Bakın şimdi neler söylenir,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!