Medvina Şiiri - Zülküf Özçepik

Zülküf Özçepik
31

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Medvina

MEDVİNA

-I-

ben, seni
asırlarca beklemeye
razı oldum Medvina.
ama ömrün mühleti
alacak elimden
bu kefaretimi.

bilirim,
sensizliğin
seliyle boğuşurken
ben ağladığım için
yağmıyordu yağmurlar;
yağmur yağdığı için
ben ağlıyordum.
çünkü düşen
her damlasında
senin kokun vardı.
ben her nefeste
seni alırdım içime
vermek istemezdim
bir daha dışarı,
kokun içimde kalacaktı!

ah Medvina’m!
yandıkça
adını haykırdı
sana muhtaçlığım.
kader deyip
geçiştirdiler,
sana sarılma ihtimalimin
bir cellat eliyle
koparılmışlığını.
razı geldim çaresiz.
ve tüm çarelerimi
sana yadigar bıraktım.
sarsın diye
ruhundaki yaralarını.


yokluğunda Medvina,
adına yazdığım
hiçbir şiir
teselli etmedi beni.
çok sonra anladım
dinlediğim tüm şarkılar
bir tek
sen söyleyince güzeldi.
o sesin ki bir ninniydi
ağlayan her bebeğe
annesinin huzurunu verirdi.
benimse
yanan canımın
tek tesellisiydi.

insanlar
ölümü bekler Medvina.
ölüm de
gizli köşelerde herkesi.
ama ben bilemiyorum
gönül sancım,
sen misin yaşam,
ben miyim ölüm;
ya da
yalnızca ölünce mi
sarabileceğiz birbirimizi?

bulamadım
hiçbir kitapta
yok cevabı
seyrine doymazlığım.
ancak
böyle öğrendim ben,
ketumluğun
ve umarsızlığın
yenilmişliğini.
asırlık hasretim,
bana gelemediğin için
nasıl suçlayabilirim seni!

zor da olsa
anladım artık
yokluğunda Medvina’m.
her anlatılan güzellikten
seni çıkarmak;
ve sana bakınca
tüm güzellikleri
görebilmekmiş gerçek sevgi.


-II-

şehirler, şiirler
ve sen Medvina,
hep vardınız hayatımda.
bir tek
sen almıştın nasibini
yılların insafsızlığından.

eskitmiş yüzünü yıllar,
eksiltmiş yüreğini,
yorgunluklar
ve her mevsim
yüzüne bensizken düşen
yağmurlar.

yine bir tek gözlerin
evvelki senden yadigâr;
bir, gözlerinin alevi var
geçmişe dair,
mağrur, ateşli,
sevdası aşikâr!

oysa benim,
senden başkasını
görmeyen bu gözlerimde
sendin,
sonsuza dek
gençliğin kamaştıran ışıltısı.
sen, Medvina,
sen, bir ömür
yüreğimde genç kalandın;
ve geç kalandın
mutluluğumuza,
bir gökyüzü gibi
benim olamayandın!


-III-

uyandığımda
yorgun uykulardan,
hep hançer kesiğiydi
içim Medvina’m.

senin,
bakışlarımı kovalayan
müfreze gözlerin vardı;
benim gözlerim,
yaralı, tedirgin, çaresizdi
gözlerine yakalanmaktan
kaçan,
kaçtıkça da çırpınan.

ve elimde olmadan
sesinin yankısına takılırdı
dilimdeki tüm heceler.
kurduğum
her cümlemin sonu
yalnızca senin adındı.

sen,Medvina!
sürgünde özlenen
sıladaki
duman kokusuydun.
nehir kıyılarında
ateşin etrafında söylenen
en güzel
türkü kadar sıcak.
benimse
kangrene dönmüş
bekleyişlerim vardı;
akan o nehirlere
bakarken
sıcaklığının hayaliyle
avunup ısınacak.

senin ey kadınım,
gelişini
müjdelesin baharlar
yeter ki bir kere gel.
o zaman bir eşsiz
bayram telaşı olur
içimdeki
sensiz yorgunun.


gülüşünde saklanayım
elleri üşümüş
öksüz bir çocuk gibi
bir daha asla
bulamasınlar izimi.
senin yüreğinde
bir atış da ben olayım
belki o zaman
bir soluk mühletince
öperim nefesini!

ama gel gör ki
hayaller Medvina’m
hayal kaldıkça
kazırlar
hayatın mezarını
tırnaklarıyla;
ve benim sensizlikten
karalanmış
bir satırlık hayatımın
neresini
anlatabilirim sana!

Zülküf Özçepik
Kayıt Tarihi : 1.4.2019 21:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Zülküf Özçepik