Medine Nurlu şehir
Bir gece vakti basmıştım toprağına Medinenin
Gece mi gündüz mü bu Allah'ım
Bu nurlu gecenin şerbet tadı
Ebedi kalacak gönlümün dudaklarında
İlaçtır gönle Medine
Yüz sürdüm toprağına
Medine nurlu şehir
Gül şehir Medine
Şehirler bilirim utanç taşıyor...
Şehirler bilirim meyveli dal
Şehirler de gülleriyle büyür
Medine nurlu şehir
Medine şehirlerin en gülü
Medine gönüllerin bal dili
Medine nurlu şehir
Bu çölde iz iz çiçekleri koklar gönlüm
Hem gülü hem göğü hem yeri yoklar gönlüm
Hacer –ül-esvedde kaldı ellerinin çiçekleri
Kabul olsun bütün dilekleri
Medine'sine susuzdur sevginin
Mekke'sine susuzdur sevginin
Gülün ve sevginin susuzu bu gönlüm…
Balı tattı buldu özü bu gönlüm Medinede
Medine nurlu şehir
Çoban yıldızı bu gönlüm Medinede
Medine nurlu şehir
Geç kaldın yaranı açmaya hey Veysel 'im
Bitmemiş bir cümle gibi
Hikayesi önümde Veysel'in
Medine nurlu şehir
Gülün kokusuyla yanan gönlüm
Ateş yanmak neymiş dener sende
Kışlar bahara döner sende
Medine nurlu şehir
Açtım yaramı
Medine gül kokulu
Medine aşk okulu
Aşk hastanesi Medine
Medine nurlu şehir
Hasretim var Medine'ye
Ay çiçeğinin güneşe
Gül Medine
O gül şehir
Medineye aşık olunur
Ay öper toprağını her gece
Medinede çözülür en karanlık bilmece...
Medine nurlu şehir
Bir bahtiyar şehir Medine
Gönle en yar şehir Medine
Medine nurlu şehir
Medine gül Medinede gül
İlaç Medine'de yanan gönle
Medine nurlu şehir
Kara bahtıma ağla gözüm
Kara bahtıma ağla özüm
Otuz iki dişini sökerek
Geç kaldım
Gül sevgiye
Geç kaldım gül Mekkeye
Geç kaldım gül Medineye
Medine nurlu şehir
Açmaya yaramı geç kaldım...
Yüz sürdüm toprağına
Ey Medine gül Medine
Bu hasret dinsin
Geldim sana Medine
Medine nurlu şehir
Anladım sendeki sırrı Medine
Hep mü'min kalacaksın Medine
En kör gözler ışığı görecek sende
Işığın kaynağı seçilmişsin Medine
Bir ışık ki, ışıkların en berrağı…
Sende aşkın hiç sönmeyen çerağı
Medine nurlu şehir
İlaç sende Medine
Bu hasret dinsin sende
Geldim sana Medine
Yüz sürmeye toprağına
Medine nurlu şehir
Cennet -ül Bakide
Nur saçan yıldızlar …
Medine nurlu şehir
Cennetül Baki bir gök yüzü
Gök yüzü bir kitap Medine
Ey şehirlerin en hası Medine
İlaç sende gönlüme
Bu hasret dinsin
Medine nurlu şehir
En maviliğinde göklerin şimdi buluttan o şemsiye…
Bu da ben veysele ondan kalan bir hediye
Nereye serdi seccadesini söylesin şimdi toprak
Medine güzelsin Medine pak
Medine nurlu şehir
Medine Nil gibisin gönül çölüme
Dünyama güneş şehir Medine …
Hasretin kül etti gönlümü Medine
Medine nurlu şehir
Şimdi vuslat saati unutulmuş çoluk çocuk...
Bir musadır şimdi gönül Tur dağında
Ateş üstüne ateş bir sevinç içini yakan
Uçarak basılır toprağına Medine'nin...
Medine nurlu şehir
Koşuda gönül yeşil türbeye
Gözlerim bir biriyle yarışta
Bir nur yeşil türbe
Cennetteyim kevser sanki
Karşımda cenetül baki mezarlığı
Onda Kevserin misafirleri
Onda gönül erleri
Onda güneşin askerleri
Medine nurlu şehir
İlaçtır yanan gönle Medine
Medine nurlu şehir
Rasul'ün gül kokusu gelir uzaktan
Ta gül asırdan
Yanar bir veysel olur gönül
Bu günler ne gül günlerdir Allah'ım
Gül olur bu ateşte yanan …
İnandım tek cennette söner bu hasret ateşi
Dünya gözüyle görmek varmış o güneşi
Medine nurlu şehir
Veysele bir hırka ondan geri kalan
Bahtına küssün geri kalan
Kendini her meleğin kucağına bırak gönlüm
Kızgın kumlara seccadesi mi diye bak gönlüm
Her kum taneciğinden onun selamını duy gönlüm
Bu kumların dostluğunun sıcaklığına başını koy gönlüm
Şimdi onu gören yaşlı bir ağaç ara
Geç kalmış benin gibi saçını başını yoluyor bak şu rüzğara
Medine nurlu şehir
Dünya gözüyle görmeyen kırsın otuz iki dişini
“Dünya gözüyle görmedi güneşini
Kırdı otuz iki dişini...
Veysel olan nasıl çeksin bu hasretin fişini
Dünyada bir yer yok ki söndüren bu hasretin ateşini
Damla ilaçtır gönle Medine
Medine nurlu şehir
Mezarıma da bulunsun toprağında bir yer
Toprağı ışık saçan Medine
Gül kokunda uyusun mezarım…
Medine nurlu şehir
Yüz sürdüm toprağına Medine
Bir kutlu zamanda
Dinmedi derin hasret
Medine Halime'nin şehri…
Anne şehir nurlu güneş
Güzel şehir
Sütten nehir Medine…
Veyselin gül hırkayı kokladığı gibi kokladım seni Medine
Dinsin diye bir nebze hasret acısı
Bende belirdi sonra kahreden ayrılık sancısı
Medine nurlu şehir
Rüzgar gülü gösterir Medinede
Koşarak gelen bahar gönle
Bu taşlardan duyulan sanma boş sözdür
O gül yüzü görmüş bahtiyar bu kayalar
Geceyi yırtan şu yıldızlar bahtiyar benden
Bildim neden sevinçli
O mutlu günlerden sırlar biliyor inandım bahtiyar bu toprak
Damla yükselsin buluta artık
Medine nurlu şehir
İçimde biriken çoşku
Doğurdukça doğurur
Hançer gibi gezer arkamda o ayrılık zamanı
Gül açar her an
Kovalar uykular artık
saat aşka ayarlı tık tık
Geçtim candan
Canan karşımda
Göremezsin karanlığı hiç güneştir canan
Ayrılmak mı Medine senden nice zor olacak
Sıladan gurbete dönmek gibi
Bu dünya aniden güneş batmış gibi olacak
Şu kelebek gönül bahardan kışa geçmiş gibi olacak....
Medine nurlu şehir
Gönlüm gül izler peşinde Medin'e …
Leyla diye çöle düşmeyen mecnun değil ki
Gülü arar bülbül her seher
Şarkısını güle söyler
Ah develerin hala önünde mi senin veyselim
Medine nurlu şehir
Yanmış kaç gönlün çırası
Aşkın kanatları altında bu gönül Medinede
Gül dert kattı bülbülün derdine
Kocaman bir çiçek karşımda Medine
Gül alır gül satar pazarımda çarşımda...
Günler,saatler şimdi
Medine nurlu şehir
Hırkası en kıymetli gül …
Koklar öper Veysel olan
Güneş onda
Ay onda
Aşk gül onda …
Ateş onda
Kül onda
Bir evren kadar şimdi her veyselin gönlü.
Medine nurlu şehir
Ateşlerde yanan gönül
Hasretlerde yanan gönül
Bir arı şimdi çiçeğini bulan...
Bir çocuk annesini saran
Medine nurlu şehir
Aşık gönül Medine'de kanatlı
Kelebek yürek bu baharda mutlu...
Gelme ayrılık vakti ağza sürülür en acı biber
Medine nurlu şehir
Kayıt Tarihi : 14.2.2013 08:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!