Ve onlar
İnsan olabilmek sevdasında olanlar
Sağır ve dilsiz kuyulara akmaya
Çorak topraklarda
Taş yüreklerde yeşermeye
Kendini adayanlar
Bu topraklardan
Bütün bir dünyaya
Anlatabilmek mutluluğu
Bir güvercinin kanatları gibi
Kollarımızı açabildiğimiz
Sevebildiğimiz kadar insan olduğumuzu
Yahudi ve Ermeni
Hıristiyan ve Müslüman
Kini ve öfkeyi öte tutanlar
Dinleri ve mezhepleri azat
Sevgiyi ve kardeşliği yakın kılanların
Töre sayanların diyarı
Bağırmak, bağırabilmek
Sesi çıktığınca
Davut da Musa da İsa da
Ve Muhammed de benim
Benim peygamberim diyebilmek
Gören gönül gözleri
Karşılıksız seven
Ak süt gibi ak, yürekler gerek
Ve evren
Mademki Tanrının aynasıdır
Kavga niye, kin niye
Şüphe götür mü ki
Allahın yansıması aynadaki her zerre
İnsan ve karınca, arı ve çiçek
Et ve tırnak, su ve toprak
Hem dinler hem mezhepler ayrılmaz
Sonsuz inanın huzuru içinde insan
Ölümün, gizemli kollarında kaybolurken
Anlaşılmazlık gerçeğinde
Ölümsüzleşmek Antakya’da (Antioch)
Ve
Hem ar hem günah sayılır
Kitabının rengini
Ben’ indeki gönül denizini
Öne çıkarmak
Dünya kültür mirasının
Dinlerin derin kardeşliğinin
Sonsuzdan gelip sonsuza akarken
Hoşgörü ve barışın başkenti Antakya’da (Antioch)
Kayıt Tarihi : 3.2.2013 14:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!