Yol üstünde kapalı ufuklar
Ve kanlı prangalar…
Tarihin bir yüzü çöl kaldı.
Güçsüzlerin göç’ünü duyumsuyorum
Dünya yoksul
Dünya kendi çarkında öğütüyor kendisini
Yüzümü hangi coğrafyaya çevirsem; kan irin
Bitmedi asırlık savaşlar
Ve modern kölelik
Haritalar; tanrının dünya bakışıdır
Çoğu kez anlayamasın sınırları
Her renk deride, derinleşiyor yollar
Kaç ülkeyi, kaç şehri sığdırabilirsin düşlerine
Kendi boğuntusunda kanlı iklimlerle kuşandı doğu, batı
Tünemiş bir başına kaldı dünyanı iki kutbu
Kıblede sökülünce harita,
Kerbela’ya bulandı dünya
İsmail’i kurban etti insanlık
Kudüs’ten, Selahattin ayak izleri silindiğinden beri,
Peygamber secdesini kirletir oldu ölüm kusmukları
Örselendi kanlı atlas
Dün Bosna’daydı ölüm cellâtları
Şimdi Irakta, Afganistan’da…
Bugünden, geleceğe gözü yaşlı kitaplar taşıyor tarih yaftası
Vicdanlar, kanlı tarihten çocuk cesetlerini topluyor
Ortadoğu’nun kalbinde can verdi Hüseyinler
Her coğrafyanın ezgisinde ağladı tarih
En kanlı müzisyenler notaladı ölümü, sömürüyü
Yalpalandı ucuz saltanat
Şimdi bir firavun kavuğuna büründü tüm yollar
Gri bir maviyi, astılar göğün çürüyen mabedine
Ne çan, ne ezan yetmedi gözyaşlarını silmeye
Her dilde anneler aynı ağladı
Suçu yok; kâğıt üzerinde ki sınırların.
Dinsizdir haritalar… Dilsizdir yollar
Dünyanın siyah coğrafyasını aç sefil bıraktılar
Çöllere kilitlediler Afrika’yı
Okyanus ötesi Mecusi zihniyetine muhafızlaştı
Kaderine terk ediliş değil bu; leş yiyiciliktir
Ey siyah açlığı çeken yarasalar!
Gece değil tendeki rengin adı
Beyaz ten; zifir karanlık beyinleri kopyalıyor
Sömürü dehlizinde can çekişiyor insanlık
Yuvalanmış gözlerde; dünyanın yüreğinde patlıyor bombalar
Yedi kıtaya yayılıyor ceset parçaları
Her zihin bir intihar bombacısı
Her gözyaşı ayrı bir dilin parçası
İnsanlık suçunu omuzlarında taşıyor gizli sınırlar
Demokrasi maskeli kudurmuş haydutlar korkuttu dünyayı
Kervanları bilgisayar başında soyan haramiler var artık
Yahudi ilmeği vitrinlerimizde sallanıyor
Ceplerimize kurşun sıkıyor ayarsızlar
Sanal adımlarla içimizde geziniyor ayaksızlar
Beyin hicreti; kıbleden uzaklaştırdı insanlığı
Artık hiçbir ülkenin Ömer’i yok
Adalet terazisi; kırılmış kalemlerle dolu
Kinlendi tüm dinler
Kirlendi tüm diller
Çanlar altında yakıldı tüm kutsal kitaplar
İmgesi değişti semaviliğin
Simgesinde kalamadı hiçbir din
Ey! Doğurgan dünyanın kısır seyyahları
Gidilecek yolların hepsinde kan izi var
Her bedene Yusuf’un kanlı gömleği giydirildi
Kardeş katline yamalandı düşünce
Güneşin peçesi düşünce, arsız günler doğdu
Tüm seyyahların beynine şiir bulaştı
Urlaştı dizeler
Yollar birleşti… Yolculuk değişti
Arşa kalkan eller, aşa dilenince,
Yol bitti… Ve
Tarih sustu…
Kayıt Tarihi : 6.5.2011 19:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

ANT.10 PUANIMLA...
TÜM YORUMLAR (4)