Can arafta kalınca kırkta dolmadı çile
Bakışı kal diyordu, dili git dedi bana!
Çocukça gülüşünü örten bir mizaç ile
Gözleri kal diyordu, eli git dedi bana!
Bir dert ki candan hafif, bir yol ki kıldan ince
Akıl mı kalır serde o sır gönlü delince
Türkülerden dem almış sazı dile gelince
Mızrabı kal diyordu, teli git dedi bana!
Çaresizlik içinde çare arayan bendim
Yoruldum... Var ile yok arasında tükendim
Ben, sehven bahçesine bırakılmış dikendim
Lalesi kal diyordu, gülü git dedi bana!
Eşsizdi; Türkiyem'in İstanbul'u gibiydi
Kalbindeki sokaklar, İpekyolu gibiydi
Bağrında pınarları, Anadolu gibiydi
Denizi kal diyordu, gölü git dedi bana
Alicenaptı, nevi şahsına münhasırdı
Dışı gibi içi de baştan aşağı sırdı
Bir ah etse buzuldan kıvılcım çıkarırdı
Ateşi kal diyordu, külü git dedi bana!
Nazarınca sefildim, ya garip bir serseri...
O ise nazarımca ya melekti ya peri
Işığıyla süzüldüm pencereden içeri
Perdesi kal diyordu, tülü git dedi bana!
Bazen dalgın görürdüm, bakışları uzardı
Sükuta sığınmıştı, tek lisanı nazardı
Muhabbetnamesini gözleriyle yazardı
Mektubu kal diyordu, pulu git dedi bana!
Üzülürdü, ağlardı nihayet bir insandı
Bazen delidoluydu bazense perişandı
Kimi eylül kokardı, bir bakmışsın nisandı
Yağmuru kal diyordu, seli git dedi bana!
Cefasını yar bildim, derdiyle sefa sürdüm
O bana bakarkördü, bense aşkına kördüm
Kalbindeki aşkı da imkansızı da gördüm
Yüreği kal diyordu, hali git dedi bana!
İsmail Uysal
Kayıt Tarihi : 24.12.2021 11:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!