Zamansız yakalanmış hatıralar manzumesidir ömrüm.
Sürüklenirim peşinden bir ansızlığa, gulyabanilerin
Ve ancak hissettiğimde anlarım aczimi,
Çaresizliğim, zamanı sırtlanmış, bir yol gibi geçerken içimden,
Yetmez olur özümdeki tılsımın büyüsü açmaya bu kıvrımları,
Yetmez olur özümdeki tılsımın büyüsü... aşmaya bu kıvrımları
Ve takat getiremez uslanmaz umudum bile, acizleşir sonunda inatçı adımlarım.
Can çekişir başımda kavuruculuğu gerçeğin, ızdıraplar suskundur o an ve ulu.
Soluklanırım işte bu eteğinde ufkun,
Üzerime vurur zirvelerin gölgesi,
Yani ümniyelerim, üzerime vurur gölge olup.
Ve bir bulut hayalleşir orda, yağar görünmeden aşağı.
Bense habersiz kalıp uzaktaki gelecekten:
Bir nefes, çekerim içime kendimi
Tebessümler, serinletir alaca bakışlarımı ürpererek yüzümde,
Ve saniyeler derinleşir öylesine, saniyeler sanki yarın
Sonra yine düşerim peşine ayrılığın,
Burnumdadır kokusu hülyaların,
Bulmak içindir aslında her şey, o eskimez kafiyesini,
Varlığımdaki en son mısranın
**
Ve ne kastedilirse "ben" derken, işte o; neyim varlığın cepkeninde en sonunda?
Bir yol muyum, bölük pörçük zamanların üzerimden geçtiği
Kuytu köşelerimde küflenmiş kendi halinde,
Yoksa bir toz mu?
Kaç kez saplamışımdır kim bilir, her anı demirden bu çıkmazlara
Kaç kez saplamıştır kim bilir bu demir gibi çıkmazlar anılarıma
Ama sonsuzdan habersizdir umudumun sınırı,
Kendinden habersiz
Tırmandırır tüm yaslı uzaklıklarımı tükenmişliğin, o içimdeki doruğuna
Yolları çöl kardelenidir bu kederli toprakların,
Kavurur, tufandır kupkuru, yolları ateştir inanmayan ayrılığa
Yolları yakar dalgalar boyu tüm umarsızlığına varlığının ve varlığımın
Ve tükenir yükseldikçe benliğimin Âdem’e dair yanları, pişmanlıklarım susar, yollar daralır
İsyan eder sonunda tüm kahırlarımda,
Acısına sonsuzluğun ve aşılmazlığına dorukların
Ve yollarım yürümez olur işte orda, yollarım yürünmez olur
Tıkanır zaman boşluğa tıkanırcasına, geçmez hiç bir yanınızdan artık
Ve bilmezsiniz, orda zaman dar olur
Kaybolur umudum ıraklarda umarsız, gözlerim dargın doruklarım yorgundur
Hiçbir şeyin bitmediği yerdir orası, her şeyin yittiği yer;
Orası, kardelenlerin bittiği yerdir.
Sonra silkinir özüm yeniden ve çaresiz bir ateşle ürperir
Ardından, çekip içine ötelerden altın bir nefes,
Yeni doğmuş gibi tıpkı, tıpkı yeni ölmüş gibi
Döner içindeki unutulmuşluğa ve yeni bir bendir artik her şey
Ama zaman, hep aynıdır, geçer yine hiç geçmemiş gibi kendimden
Budur işte ben’in bendeki sergüzeşti hayatı
Her şey o eskimez kafiye içindir, tüm yollar ve tükenişler, her şey ona
Çünkü her şeyin en güzeli, her şeyin en güzeline...
Onun için her şey sadece... Mecnunice...
***
Kayıt Tarihi : 12.7.2019 09:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!