Mecit Aktürk. Şiiri - Abdulhamit Erkaner

Abdulhamit Erkaner
467

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Mecit Aktürk.

Ya Şafi Medet
Harabe yürekler hüzüne mabet
Yâ Raûf, Yâ Rahmân, Yâ Rahîm medet!
...
Baktım manzaraya danıştım us’a
Verdiğin mesajı aldım Allah’ım
İnayet umarak mücrim mahpusa
Mağfiret kapını çaldım Allah’ım

Yerküre Kerbelâ, her mevsim afet
Yâ Afüv, Yâ Azîm, Yâ Azîz medet!

Sebebi sınarken mutat veçhile
Anladım ne için bunca dert, çile
Nedamet selimi salıp mendile
Rahmet denizine daldım Allah’ım

Sırlar ayan oldu, musîbet ibret
Ya Bâkî, Yâ Basîr, Yâ Barî medet!

Sûretim kan ağlar; Sırat’ın bıçak
Gayeden gafildim, görevden kaçak
Günahı kebirden kaçardım, ancak
Nefse tutunacak dal’dım Allah’ım

Tabibe’l Kulûb sen, yâr sensin elbet
Yâ Gaffâr, Yâ Gafûr, Yâ Ganî medet!

Benliğin bağrında bir başka bendim
Sandım ki kalkarım - düşersem- kendim
Yanmayı, pişmeyi külden öğrendim
Olmayı bilmeden kal’dım Allah’ım

Bürünmüş sırlara bekliyor ebet
Yâ Habîr, Yâ Hakîm, Yâ Hâdî medet!

Sînemde saatin sona ayarken
Ölüme geç dedim, amele erken
Habîbin, hanîfin, Kitab’ın varken
Nefsimin elinde kaldım Allah’ım

Zor gelir âcize yanmaksa diyet
Yâ Kebîr, Yâ Kerîm, Yâ Kâdir medet!

Yaşarken yaldızlı süslü fanusta
Sevapta çıraktım, günahta usta
Okunan ezanlar davetken dosta
Ben bir okyanusta saldım Allah’ım

Avcumdaki o kor Kutsal Emanet
Yâ Mucîb, Yâ Melik, Yâ Muiz medet!

Niyazım nimetin naz dergâhından
Ayırma Firdevsin güzergâhından
Çözüp yularını nazargâhından
İblis’i ateşe saldım Allah’ım

Asrın dimağında mahzun Muhammet (SAV)
Yâ Semî, Yâ Sabûr, Yâ Samed medet!
Mecit Aktürk
********************************************
Gönlümün sesine tercüman,
Bu sadece şiir değil ki bir aman,
Derdime bulunur işte derman,
Bende medet’inden beslenirim,
Yoksa bu hayatta asla kalamam,
Seni'de kattım dostlar meclisine,
Sende gel haramsız Zikir Meyhanesine...
Abdulhamit Erkaner.
***********************************************
Sînedeki can kuşu ten dağını aşmadan
Fâniliğin sırrına erenlere ne mutlu
Mevsimlerin son kışı saçlara bulaşmadan
Azgın nefsini yere serenlere ne mutlu

Yazılsa da ayaklar karlı sarp yokuşlara
Murâdı Mâbud olan kulak asmaz kışlara
Menzil'i ilâhîde takılsa da taşlara
Yûnus’a yoldaşlara... yârenlere ne mutlu

Ömer’ler göçüp gitmiş... savmışlar sırasını
Zâlim ele geçirmiş adalet çırasını...
Bulup yetim, öksüzün bahtıyla arasını
Mazlumun yarasını, saranlara ne mutlu

Verip pîr i fânîye ölüm ihtimalini
Unutmuş zenginimiz hazin istikbâlini
Garibin hatırını, âh çekenin hâlini,
Fakirin ahvâlini soranlara ne mutlu

Ne mutlu; amelleri koyulunca tartıya
İmtihanı geçene... kalmadan takıntıya!
Sabır sermayesini salmadan akıntıya
Göğsünü sıkıntıya gerenlere ne mutlu

Gezip kibir dağında, alıp şânı, şöhreti
Ben’liğin beslediği toprağın ganimeti
Yüreğine koyulan dert içinde ziyneti,
Musibette nimeti görenlere ne mutlu

Vazifelerin özü yüklenmiş iken dile
Ağızdan çıkan kelam muhatabına çile...
Muhabbet sarayına hep lâyık'ı veçhile
Kemâl'i edep ile girenlere ne mutlu

Derde tabip arayan gezse de diyar diyar
En yakında Rabbi var; El Mucib’dir O duyar!
Vahyedilen Nûr ile nefsine verip ayar
Yüreğinde kine dâr, kuranlara ne mutlu

Akrebin kıskacında" kıvrandıkça o saat
Ne kundakta "can" biter, ne ukbaya sevkiyat!
Vuslat için gün sayan, yâr için sormaz fiyat
Ahdine sadık hayat, sürenlere ne mutlu

Dün geçti, yarın meçhul; sen elde kalana bak!
Hayat merdiveninde bilinmez son basamak
Emanet istenince, gelince vakt'i firak
Sahibine pir-ü pak verenlere ne mutlu

Meftunken cümle âlem nûruna, nakışına
Muhammed’i anmayan yazar boşu boşuna
Ol Server’in yolunda girip aşk yarışına
Hasreti gözyaşına, karanlara ne mutlu
Ne mutlu.
Mecit Aktürk
*************************
Kelamına hayran oldum,
Manalarına kurban olurum,
Emanet misaline erişirmiyim,?
Ömerimle orada buluşurmuyum?
Abdulhamit Erkaner.

Abdulhamit Erkaner
Kayıt Tarihi : 9.1.2022 13:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Abdulhamit Erkaner