MEÇHULE GİDEN YOL
bu ateşi kim yaktı içimize
kim kardeş olmadığımızı söyledi bize
neden, niçin inandık bu masallara biz de?
Habil ile Kabil körlüğü bürümüş gözümüzü
bizler ki,delik çarıklarımızla
kurtuluş savaşımızda
kağnı arabalarını çekmiş
elimizin sıcaklığıyla doymuş
dilimizin sözüyle susuzluğumuzu sağaltmışız
ağzımızdan dökülen kana bakmadan
son soluğumuza dek yürümüşüz…
dünyanın yönünü unutanlar
unutturmaya çalışıyorlar bize de
şimdi gece
bir konvoy uzuyor yol boyu
gövdeleri bayraklara sarılı
yürekleri dağ kadar yüce
gözlerinde en işlek caddelerin ışıkları
ceplerine doldurdukları günü avuç avuç
serperken etrafa
toprağa yakın olduklarını bile bile
bağırıyorlar çığlık çığlığa
sabret yurdum g e l i y o r u z
korku salacağız taş kalplere
yemin ettik
kalleşlere bırakmak yok mazlumun ahını
ve sonra
durmadan ölecek arkadakiler
yine aynı sahne aynı resimler
tükenmeyecek yaslı avazlar
gelmeyecek bahar ötmeyecek kuşlar
yeşermeyecek bir daha yaşam
bükülecek gelinciklerin boynu
azalmayacak kalpteki ağırlık
ay kararıp yıldızlar sönecek
güneş zaten hiç doğmayacak
dünya tepetaklak dönecek...
biliyorum biliyoruz bunu
yolculuk vakti /kapı eşiği
sırtındaki hüzünden
yorgun çınar gibi devrilirken ana
son yaprakla bir şarkı sözü dökülür
genç fidanın dilinden
“hakkını helâl et askerim ana”
gerisi meçhulde uzak günler
Tanrım biz böyle miydik bir zamanlar?
Hâdiye Kaptan
c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kayıt Tarihi : 25.8.2012 13:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

begeniyle okudum
Duygularınızı paylaşıyor, kaleminizi ve yüreğinizi kutluyorum sayın Hadiye Kaptan...
TÜM YORUMLAR (3)