Bu gece hüzün dolu yine gönlüm. Gecelerim gözyaşı dolu, gündüzlerim içime akıttığım gözyaşı. Ağlamak tek devası oldu hasta gönlümün, aşinayım artık ıslaklığına kalbimin. Gündüzlerim seni düşünerek geçerken geceleri unutmak isterim. Ne zaman bir yaprak görsem dalından düşen gidişin canlanır aklımda, bir kuru çicek görsem yeşersin isterim geleceğini hayal ederek. Ama ne sonbahar kaldı ey meçhul ne de kurumuş bir çiçek. İyisiyle kötüsüyle her şey seni hatırlatırken bana, gündüz güneş, gece ay ve yıldızlar,hazan olmuş ağaçla kimsesiz sokaklar ve lambalar seni hatırlatırken ey yar gidişini kabullenmemi mi beklersin habersiz bırakarak. Hepsi seni hatırlatırken hepsi senden haber getirirken nasıl olurda unuturum seni. Bir an yumsam gözlerimi gözlerin gelir hayalime, uzatsam boşluğa ellerimi ellerini tutar gibiyim her an.
Bu gece yine hüzün dolu gönlüm. Buğulu gözlerim. Ellerim titrek. Ey meçhul işte bir mektup daha sana sensiz benden. Kirpiğim kalem, gözyaşım mürekkeptir, yanağım kağıttır bu nameye. Aşk kokuludur, vuslat hasretiyle ucu yanık ve ıslak. Okur musun bilmem ama gönderiyorum yine bir güvercinle sana. Sen meçhuliyetinle varsın ve meçhuliyetinle güzelsin, meçhuliyetinle yoksun…
Elimle değil gözlerimle yazdım ey meçhul
Dilinle değil yüreğinle oku anlarsın ne yazar…
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta