Kalbe sıkışmış, kalbe atlas olmuş renkli hayatın öznesiyim.
-Kalbin içinde farklı algı şehirlerim kurulu.Tutkunun son sayfasında, tutulmuş yarınlar sıralandı.
Her şey kalbin yazdırdığı yazgılar defterindeydi.İnsan kendi yazamadıklarında direniyordu.
-Gitmiştin.
-Bütün hüzünleri barındıran bir cümleydin.Bu sabır demekti.Bu içsel hezayanlara karşı dirençsiz kalmak demekti.
-Bu bir başkasını uzun süre yeniden sevmemek demekti. Bu içsel bulantının karasal iklimiydi.
-Sabır güneşi dışında özel ışıltım yoktu.Yokluğunun dinamitleri vardı sevda damarımda.Neye baksam kimi sevsem, kime dokunsam senli izler çiziliyordu yaşanırlığımın tuvalinde.
Ruhun,heyecanlarını tutkularımızdan çekmişti.Son bakışlar ok gibi saplanmıştı.Son sözlerin MS 13. yy. Hülagü, önce Alamut Kalesi’ndeki Bâtınî kitaplığı’nı daha sonra da Bağdat’taki elyazmalarını yaktırması kadir tarihi yakışlarım vardı.
*İçimde sana yazılmış onca kitap vardı, öylece yakıldı,sonra damlalarının ırmağı Fırat gibi aylarca kül oldu.
*Hiçliğe yakın olmadım, sevmedim hiç. Yokluğu bazı kıyılar, bazı uçurumlar, bazı saplantılar sundu. Hepsi gerçek aşkı bulmak için dünyevi engellerdi.
-Engellediğin her adımda başka adımların gözükürdü. Senin varlığın, benim varlığımın varsıl duvarlarını örerdi. Aslımı bulmaya yakın gönül evimin evleri senle örülüydü.Yanımda oluşun bu evin yıkılışı demekti.
-Aşk senden uzak kalmaktı, seni özlemekti, sana pişman olmaktı Elnaz.
Bir kaçıştır çeşnisi değildi dağılışlarım, ya da kendi kendini unutma muammasını yaşamıyordum.
*Özümseyiştim.Temizleniştim.Pişmanlığın son yazılımıydım.Bilinçsel bir ağdım sevda sayfalarında.Sosyal algılarına teslimdi.
Beyninki gürültülerden kalbinin sesini duyamıyordun. Can kırıkların seni öçlere, hınçlara, kinlere, nefretlere teslim etmişti.
-Eksi bir çetelen vardı.Oysa özünle kumar oynadığının farkında değildi.
Teslim olduğun bu kavramların şeytan dansında kıvırmayı beceremiyordun. Mesullerinin kirli sularında bensizliği özgürlük ılığı olarak bilmen bir hezayandı.
Oysa ıssızlaştırılan yalnızlığının içinde, içine ait olmayanlardı vardı.Sen bu değildin.Zaten bu seni sevmiyordum.Benliğime teslim olmuş ilk seni seviyorum.İlk kezlerini bana sunan seni seviyorum.
-Bu değişmiş, gitmiş, zaafların dibinde ben Yusuf’un özü, atası, ruhuyken Yusufcuk aramanın yanılgılarına komşu olan hiçlik gülüsün.
*Ben giderken sende Yusufçuk hazlara gelir.Yusufçuk nazlara, azlara, azılmışlığa gelir Elnaz. Teninin atlasında her renkte adım varken, tatmin denizi olamazsın.
Nedir yanılışın simyası? Nedir seni gizemli uzların kozmik algısı kılan?
Nedir iç sesinin uğultusunda yankılanan sahte benlik ? Bu kadar zincire vurulmuş soru varken, cevapsız huzurlarda mutlu olamazdın.
-Bu yüzden bütün acıların yüklemiydin.Bu yüzden hüzünler adres sormadan bahtının sönmemiş yanardağlarını çoştururdu.
-Sabır şuben kapalıydı kanımca.Doyumsuz masalların perisi gibi etrafındaki pervaneleri aşk sanıyordun.
Bu duygusal durum, içsel nöronlar vasıtasıyla beyindeki enkazla aynı denklemde buluşuyordu. Üstünü çizdiğin aşkımızın sorusuna cevap verecek mecalin kalmıyordu.
*Benzer duygusalların bağrında, kendi içsel duruşunu sunuşun bundaydı. Kimse güvenin kalmayışın , ya da benim gibi seni sevecek birinin benzersizliğini yakalamamıştın.
-Sadece benim yerimi tutan Mecaz- i Mürsel’de Mürsel kadar yakındı bütün erkekler.
-Mecaz- i Mürsel’de benzerlik yoktu. Bir ad, başka adını yerini tutması yeterdi. Oysa bu sevdanın Tecahül- i Arifiydim.
-Bilip de bilmemezlik tavrım bundandı.Arifler böyledir, çok şey bilir,çok şey sunar, ama bilmiyorcasına sever,beklerdi.
Benim benzerimi olamazdı bunca “ aşk “,bu kadar bana benzerken.
Dibini görmediğin suyun berrağı olamazdın zaten.İçini bilmediğin insanlara sahil olmak da bu kadar zordu.Sonu benzersiz ilgilerin sahilinde üstsüz gezen Leyla gibi durma uzaklarımda.
-Sen giyinik kal ,çırılçıplak hayalime.
-Yitik mevsimler döner etrafında.Yitirilişin kara kışı bitmez.Aç kurtlar, ayılar hüzünlendiğin ayrıcalıklı mekanına gelir.
-Bir yar parçalanmasıyla karşı karşıya kalır amacın.Yamacın bana teslim edilmiş yarınlarken, başka yırtıcı hayvanların gelmesine gerek yok Elnaz.
Kayıt Tarihi : 23.1.2013 23:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!