Görmedim seni
Fakat kardeşimsin...
Annen annem,
Annem annen,
Me’va’da annem,
Kahveni koydu cennet fincanlarına.
Hadi git!
Soğutmadan iç.
İçtikçe iç
İçtikçe acımaz umarım
Babanın okşamaya kıyamadığı
Asil boğazın.
Âlâ bir tercih, âlâ bir seçim
Latif boynuna geçen,
İpi neredense sicimin!
Ne ehemmiyeti var
Kenevir, keten, pamuk...
Yahut bakır tel
Boynundaki inan,
Dünyada kalan
Çölde güneşin batımı gibi
Hafif bir kızarıklık
Artık hangi vefasızın bahçesinden,
Biçildi, kesildi
Darağacın
Hangi nasipsizin ellerinden
Örülüp, dikildi iplik
Unut onu.
Unutalım, kardeşim.
Kahveni iç gecikmeden.
Zulüm yerden,
Firavundan,
Piramitten
Davet Nil’in, Sina’nın
Sahibinden,
Rahmet göklerden.
Benim annem de haykırdı.
Yine böyle Şubat mı, Mart mı?
Haykırdı
Gece yarıları
Evladım nerede!
Sen geçerken Kızıldeniz’den
Esmer arkadaşlarınla
O eda ile
Biz de geçtik bir zamanlar
Kelkit’ten
Dicle’den, Fırat’tan
Tüm nehirlerin ötesinden
Sonra, liyakatsizlikten belki de
Döndük şehadetin köşesinden
Nasip
Sen Firdevs’te esmer güzeli
Biz beklemede.
Annen Sina’da
Kahveni iç
El ele gittiğin yoldaşlarınla
Az zaman sonra
Ben de Mısır’a
Yoldaşlarımla düşler kurmaktayım.
Seyahat nereye?
Annemin ellerini öpmeye...
Sonra nereye?
Sonra Me’va’ya
Kahvemi koy kardeşim
Ben seni hiç görmedim.
24 Şubat 2019
Kayıt Tarihi : 26.4.2023 19:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!