Zamana yükleniyorsun diyorlar..!
Her gün bir şeyler eksilip gidiyor hayatta,
Gelen kadar gidende var.
Zamanın gecmesinden korkmuyormuyuz..?
Yavaş yavaş yaşlanmaktan.
Yıllar geçtikçe hayallerimizin üzerine bir centik atıyoruz.
Bir gün beğenilmemek, istediğim gibi hareket edememek, yalnız kalmak...
Aslında ölümden korkuyoruz öyle ya da böyle...
O yuzden kalıcı olacak bir seyler yapabilme telaşındayız...
Ölüm herşeyin bir gün biteceğini bilmektir.
Birçok işe başlayıp hep yarım bırakmamız bundandır belki...
Öyle yada boyle sonumuzun farkındayız.
Peki yaşadığımızın ne kadar farkındayız.
Ölüm ile yaşam benim gözümde ikiz kardeş.
Ölme ihtimalimiz olmasaydı,
Yaşama ihtimalimiz hiç yoktu.
Ölüm düşman değil, ölüm son değil..!
Sonunu düşünmeyi, endişelenmeyi bırak bugüne dön.
Şu anda hayattasın ve soluk alıyorsun.
Hakkını ver hayatın...
Yaşamak için bekleme, erteleme...
Ben senin gözünde bile değilim biliyorum..!
O kadar boş geliyor ki artık birini sevmek ve güvenebilmek..
Eskiler dediğimiz yanlışlar yüzünden belki de bu haldeyiz.
Düzenli dediğimiz hayat degişiyorda olabilir yada biz degişiyoruz...
İsteklerimiz, beklentilerimz farkılaşıyor...
Bir zaman sonra sen bile ne istediğin konusunda kendinle kavga ediyorsun.
Sonra da insanlarla, sende bir insan olduğunu unutuyorsun çoğu kez...
Bir an duraklıyorsun, bir gün gelecek bulacak benide diyorsun...
Geliyor buluyor seni de birisi...
Bir zaman sonra istekle amaçlar beklentiler farklılaşıyor..
Malum sonuç..!
Yeni arayaşlar içindesin..!
Ben artık hayatın kanunu demeye başladım ..
Hayat herşeye ragmen yaşanılası..
Yine de seni bekliyorum ve bekliyecem...
Ne sen ölebildin,
Ne ben sevmekten cayabildim...
Olmadı;
Sensizliği sevdim tüm haşmetiyle...
Olmadı;
Çığlığına sarıldım sessiliğin...
Sus dedim, bi sus...
Seni nasıl üzebilirim ki;
Ayak parmaklarını öpeyim desem,
Kirpiklerim değerde incinirsin diye korkarım..!
Sen çok çekiciydin ama çok...
Ölüm daha çekiciydi, daha bilinmez...
Ölümü seçmiştim, doyumsuzdum...
Kendi içimde bir depremdeyim, ilk sallantıyı atlatmış...
Şuan sana bunları yazdıran da artçı sarsıntılar...
Hayatta çözümü bulunamayan tek şey ölümdür..!
Sen adı altında kendime anlatmaya çalıştıklarım,
Mazoşist günlüklerimde tutulu..
Acılarımı unutma sakın...
Haz al sırtıma hançerle her vuruşudan..!
Haykırma;
Kulaklarım körelmiş sessizlikten.
Gölgeler altında çiçekler yerlerini beğenmemiş solmuş...
Yazıyorum ahlarımdan kalan kanlarıyla bedenimin.
Yanımda bir kadeh kan, şarap tadında..!
İçiyorum kana kana,
Doyamıyorum altımdan geçen sevdalara.
Çiziyorum kalemimle hayatımı,
Görüyorum insanların bakışlarında kendimi.
Çığlık çığlığa boğulmuş deniz altında gemiler.
İçlerinde ne ayrılıklar gizli, Ölenler için;
Geçici kurra çekildi cennete davetliler bir çoğu.
Yemin ettiler sanıp yanılma senin adına...
Bacaklarımda dağılan saçlarının arasındaydı umutlarım.
Düzeldim ben farkındamısın artık kan kokmuyor bileklerim.
Mezar kazıcısı bana el sallarken gülüyorum,
O yine de işini teslim eder...
Mezarcı işini sevsede, onu sevmez ölüler... "İ.D.K"
İsmail Durmuş KingirKayıt Tarihi : 22.6.2019 17:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
17.02.2012 saat:01.28'de sosyal medyada yayınlanmıştır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!