Çünkü
benim hayatla hesaplaşmam var,
sevgiyle hesaplaşmam var
bir takım insanlarla hesabım var,
ve benim kimsenin merhametinde yerim yok…
Küskünlüklerim var, yürek dolusu,
af etmek bana ait olmayan bir şey
o yetki, Mahşer’dekinin elinde,
benim yaşadığım çilem var, ertelenen…
Mum alevine çerçevelendim ben hep,
her yerde esen, melteme göre eğildim,
ve hep kendi dibimi aydınlata bildim, kör karanlıkta,
karartılar, karanlıktakiler hep üfledi alevi, kozalağımı…
Çünkü benim, merhamet isteğim hiç olmadı
çünkü ben, hiç dön gel, diyemedim.
Çünkü ben, Gediz’in akar suyunu değiştirmeye kalkmadım.
Ve yoruldum, merhametim yok ki kendime.
Sevmek mi, en kutsalıydı, tutunduğum.
“Değer” vermek mi, en son ölümüme kadar, ilkemdi,
Tutsak’lık mı sevgiye, Alkadraz’ daydım, sanki…
İsmi neydi sevginin, her neyse,
hiç tınısı yok artık kulaklarımda,
tasvir etmek mi bir resimle, boş ver,
gözleri mi, sadece saklı yüreğimde…
Unutmak mı?
Mahşer’dir herhalde sonu.
Sesi mi, son duyduğumda “sonra arayayım seni”,
arama artık, arayamazsın, hele hiç arama sesinle…
Seni görmek istemem mi öğrenmek istediğin,
son gördüğüm bir bulvarda cenaze aracıydı.
Küllerin mi, bana yazdıkların seviyorumlar,
bilgisayar çöplüğünde…
Belki bir gün bakmak istersem tek taraflı aynaya,
ki, dayanmaz yüreğim, bir tuşla, alırım geri.
Oradan bile silemiyorum seni,
değil yüreğimden, kim bilir, kim bilir
yüreğimin merhametiyle hesaplaşması bu, kim bilir ki?
İzmir--Çandarlı
Mustafa Yılmaz 4Kayıt Tarihi : 28.3.2008 09:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!