Her acıya, her kedere haşir-neşir olmayı
Çatal-matal da olsa sevecenlikle
Her iki gözlerinin içine bakarak
Dilini öperek
Kinli, kirli ruhtan
Çoktan arınmış
Pul-pul bedeniyle
Koynuma alarak
Zehri bol, öldürücü yılanla da kaynaşmayı bilmeyi
Bazen de yıpratan kötü hayata, gülümsemeler katarak
Çok kez emekleyerek, bazen de düşe-kalka yürüyerek
Zifiri karanlığı aşmayı sabrederek
Kötü geçen
Acı dolu günlerde ezilerek
Kar, buz, soğuk, kış demeden
Zemheri’de çaresizliğimle! Ve çarık giymeyi de görerek
Enikleri olduğu zaman azgınlığıyla bilinen
Anaç köpeğin, mağdurlara karşı
Duygusallığına
Rahmanlı oluşuna
İnsan kılıklı yaratıkların
Soysuzluğuna
Barbarlığına
Açlığın
İhanetin
Kötülüğün kol-gezdiği
Kan gövdeyi götüren
Ülkede
Burnu Kaf Dağında olan
Şerefsizlerin, rezillerin, alçakların
Kimseyi kırmayacak kadar tevazu edenlerin
Mazlumlara, halklara yönelen namluların, obüslerin
Ceberut devletin işlediği kıyımın, şiddetin de tanığıyım
Düşkünün ya da güçsüzün hakkını gasp edenlerin
Toplumsal çıkarı, toplumsal huzuru
Bireysel çıkarına yeğleyenlerin
Dinleri, inançları
Kötüye kullananların
Patron-ağa dalkavukluğunu yapanların
Elleri, kolları zincirlere vurulmuşların
Ölüm, işkence zindanların
Cirit atan nice vahşilerin
Yaşanan tüm eziyetlerin
Kanayan derin yaraların
Namlulardan yağan mermilerin
Yakılıp-yıkılan köylerin, şehirlerin
Topraklarından sürgün olan! İnsanların, Kürt’lerin
Kendini “ fasulyeden nimet sanan” alçaklarında tanığıyım
Mehmet Çobanoğlu
13.01.2017
İstanbul
Kayıt Tarihi : 13.1.2017 11:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!