Artı otuz derecede kendinden geçmiş asfaltın
Sırtında kovalamaca oynamıştı tatlı bela çetem
Ayağımızda babamızın hep son defa aldığı
Malzemesi lastik ve bezden yapılmış esem
Çocukluk arkadaşlarımın gözlerinde parlayan misket
Ah o şıkırtılar yok mu bilmem ki ne desem
Deseler, Mezopotamya’yı verelim unut gitsin
Özlem bu olsa gerek, bir gün olsun o günlere dönebilsem.
Eksi yirmi derecede tir tir titreyen arkadaşlarım
Tren kurmuştu, o gün rüzgar gibi uçmuştu benim kayağım
Babam, üşüteceksin gir artık içeri diye köpürmüşken
Parmaklarını hissetmemecesine saatlerce kaymıştı ayağım
Durali’nin ayağına yakışırdı plastik topumuz
Ah o patlama sesi yok mu, ne de keyifli gülerdi bakkalcığım
Deseler, hadi yine iyisin verelim yedi harikaları unut gitsin
Mazi bu olsa gerek, bir gün olsun o günleri bir daha yaşayabilsem.
Kayıt Tarihi : 13.7.2009 08:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!