Hırçın mayıs yağmurlarıda basladi taşlaşmış toprağı yontar gibi
Aşk bu hayatın kıyısında
Yedik, içtik, doyduk, düştük uyandık
Gün bitmis yatmağa varıyorum, niye seni düşünüyorum
Ömrüm yaşlanıyor, sonu yok soğuğun, soğuğunun
Tanıdık bi bakış, feraha ermek arıyorum
Aşk bu savaş meydanında öpüşmek
Kuralına uygun hoşçcakallar yalan olmuş, küf tutmuş
Umutlar meze olmuş, şirin gitmiş ferhat dağa düşmüş
Insan sevmeye yorulmuş
Beyaz dişlerinle üzümleri eziyorsun, hasretsin
Tebessümün değişmemiş, bir miktar hayat.
Işte o kadar, korku sofrasında savaştan kalan bir gülsün.
Bir günsün, koca ömür bir gün.
Kelebek ömrüm
Tutmazsam elinden kayacak hazinem.
Ölümü düşlemek, güneşe heveslenmek
Kanatsız deli pervaneyim.
Ve insan, gelemeden, gidemeden, öpemeden, gülemeden, küsemeden, sevdiğini sevemeden
Ne olduğunu, kendini bilemeden siliniyor.
Yarınsız meçhulüm, dünüm
Yaşıyorum, yazıyorum işte umutsuz anlarımı
Eş, düş, gülüş
Cılız hayatın pamuk ipliğine bağlı
Öyle ya ömür de sevmek de bir nefesti
O son nefesim içimde yer etti
Aklımdan çıkmıyorsun, deliyim ben, görür gibiyim..
Sevmemeli mi yoksa hayat deyip!
Unutmak, hangi dağın dumanı oluyor bu unutmak.
Gök orda boşuna mı duruyor..
Ne zaman ittimse kendimi unutmak yoluna
Tuttum elinden döndüm yine yoluma
Asude bir göğüm, gök içinde hasreti tutuyor.
Bir kuş uçuruyorum, çak bi selam kuşların dostuna
Ezilmisligiyim çimenlerin,
Dolu dolu geçiyor otobüs,
Deli dönen tekerinde o yağmur sıçrayışı yerde kalıyor
Hayat durmuştu hani!
Bende durgundu bu zaman.
Cicegi solmuş ağacın sarı yaprağında düşüyorum toprağa
Dik başlı, utangaç, gözü kara deliyim
Bir ikindileyin usulca sıyrıldım ellerinden
Üzülme demeye gayret ederken, veda ettim kendime
Mürdüm bi kuşa umut yüklemiş uçurmuşum
Buldumu sevdiğim seni, öyle uzaktan
Acıtma yüreğini.
Kavuşmalı aşklara inat seviyorum
Lamı cimi olmadan
Kalemim tükendi farzet, kelamım olmadan
Sustuklarimi duyarmisin, gözlerin tefekkürüm
O kuru döşekler vuslat olur kaldırım olsada.
Resmin yok hatrimdan baska
Deniz sesinden alır dinginliğini.
Yıllar oldu, kıtlık varmış, neyleyim gönlüm yaşıyor, ölürkende seviyorum
Dağların arasından geçtim, hayalinle yandım
Avareyim
Yedileri benim gibi yazıyorsun, yedi kere seviyorum seni
Yoktanda bir var vardır.
Varlığımda yokluğunu..
Gün batsa ne olur, gece göğsümde uyur.
Kara haber tez duyulur, kara kara ya günlerim
Yüzün herşeyi bi yana itip umudun adı
Maviyi anlamadan yaşanır mı hayat
Başlamak, sana selam çakmak
Yanlızligin kalesi evimiz, geceleri kabuğumuza sindik, yenilgiyi öğrendik..
Anlamı ne yaşamın, yıllardır çivileyim kederin batağına
Mayıs düşlerinde özlemim yoruldu, acımı kucakladım
Hevesim söndü, bi gömlek bi ayakkabı yeter
Oysa ne severdim yolları arşınlayıp ayaklarımı yormayı
Kim kimseyi ne kadar anlar, konuşmuyorum
Bir büyük sessizlik önümde
Gülmüyorum, gece beni örtmeye yelteniyor.
Kimse kimseyi anlamıyor
Alışkanlıklar öldürülmeli, sevgi yüceltilmeli
Seviyorum seni genç ömrüme inat
Deli ruhun canıma tat.
Uyku arası o tatlı düş
Yanlış istikamete binip yolun ortasında inmişim
Hertürlü baslanirdi, böyle dandik ayrılık olmazdı
Bengisu pınarından su sundular, binlerce aşık gösterdiler
İcemedim olamadığından, kalmıştı sevdam kursağımda...
Muştulu kasımpatlar ekiyorum uğruna mayısa..
Doğuşu hazirana.
Kayıt Tarihi : 28.5.2020 15:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!