yorgun ve ıslaktı benim törpülerim,
bizin budakların tozuna göz kırparken....
seni sevmemin sebebi kimbilir kaç saattir etimde debelenen o kıymıktandır...
sen hoşçakal çamsakızı, al beni oluklarına yerleştir zamanın demir sağanağında yüzümüze vuran ahlarla. çatlar bu tırpanların hayın tekmelerle bizi sürdüğü uçurumlar..
akışığın yontuk rüzgarlarıyla dürtüyorum suyu köpük diye birşey peydahlanıyor...
daha da tuhafı bir kırk yıl sonra o edepsiz deniz kasıklarıma vuruyor...
tuhaflardan tuhafı: ben gülüyorum meğer biraz bakıyorum,
bir yahudi gibi yüzüyorum dilimi şaklatarak..
hangi buluta baksam dümdüz bir bingöl...
gelgelelim burası andıç.
cevizde kabuğuna sığmıyor ki biz arabaları durduralım..
bu masalları, o işitmediğiniz çiseltiyi sereserpe fitillenen lambaları soyadıma alırım...
temmuz size kalsın üzüm ve çardak benimdir...
mangallar paslı çivillerde size kalsın
mayıs bilinmez bir pervazdır, ölümün eliyle çizilmiş, benim olsun...
Kayıt Tarihi : 30.5.2010 16:48:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Nasır Doğruer](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/05/30/mayis-in-pervazlari.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!