Mavnalar görülürdü ıssızlığa bakan penceresinde,nihayet son bulacaktı bu aşk.
Ölüm zaten eski bir tanıdık değil miydi çok sevdiklerini alan bir bir yanına? Piç edilmiş sevdalar,biraz gece kuşları bırakacaktı geriye ve bolca uyku yarıları; en rahatsızlarından.
Mavnalar geçerken gece yarıları firar etti çoktan uykulardan.Şimdi üzerinde kanayan bir yürek yağmur altında dolaşıp durur eski gemici.Elinde tek mermisi kalmış bir revolver ve biliyor veda zamanında adresini kurşunun.Bıçak yaralarıyla kaç kez üzerinden geçtiği bir eski iskelede ve gözyaşlarını bırakırken yağmura son mavna sona erecek tüm sevda düşleri.
Mavnalar görülürdü ıssızlığa bakan penceresinden.Sessizce gömüldü beyaz saçlı gemici, giderken sadece sokak köpekleri geldi cenazesine ve ağlayan mavna düdükleri...
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman