Mavinin Ufkundadır Buluşmalarım

Siyah beyazdır anıların içinde ki gezinmelerim
Umutların tükendiği veya yeşerdiği noktalarda
Duyguların hüzne dönüştüğü anlardır karanlık geceler
Zamanın bir vaktinde sen düşüncelerime yansırken
Hüzünlü saatlerin son deminde gözlerime yorgunluğun ağırlığı çöker

Düşüncelerimde bir anlık siliklik, bilemiyorum senli midir, sensiz midir
Elimde tozlu hatıra defteri, sayfalarındakiler siyah beyaz maziden kalmadır

Bir anda hatıralardan koparım güneşin sabaha düşen ışıklarıyla

Sakın nedensiz sanma, katlanmış bomboş son yaprağını
Maziyle yaşanan an arasına konulan bir sınır mıdır?
Hayalle gerçekler ortasına çekilen bir set midir?
Yoksa yeni başlangıçlara açılış sayfası mıdır?
Bırakın o son sayfayı haline sırrı kendisinde saklıdır

Boş sanılan sayfanın beyazla yazıldığını kimseler fark edemez
Beyazla siyah arasına çekilen iz katlanmış sayfada görünmez

Denizlere yeniden yelken açacak olsaydım bu yolculuğa senle başlardım

Gidilen yol hayatın zorlu parkurundaki uzun maraton koşusudur
Mesafesi belirsizdir, zamanıysa an veya onlarca yıla sığan
Başlamadan bitti sananlar zora ki kopuşların aldatmacasındadır
Güneşle ayı, gündüzle geceyi düşünüp birbirini takip eder sanırsan yanılırsın
Büyük yanılgılar içinde kalarak maziyle şu an arasına sınır koyarsan kaybolursun

Birkaç damla gözyaşıyla karışmış, gözlerimde anlaşılmazdır dalgınlıklarım
Bilinmez maziye midir bu ağlayışım, yoksa beklenen birine midir gözyaşlarım

Siyah karadır sevgisizliğinde yok olurum, beyazsa aktır sevgisiyle şad olurum

Geçmişle arama sınır koyamazken gecenin karanlığına saplanırım
Ay siyahla beyaz arasına sınır çekerek tan vaktine kadar düşünür
Güneş gün içinde sabahla akşamın arasında şavkıyla oynaşır
Ben sevgimi an’lar, mevsimler, yılların içine nasıl sığdırırım

Küçük sandığın yüreğin içinde sınırsızdır sevgiler
İnsan sevdiğinin gönlünde ebediyete yürür gider

Gökyüzü mavi, denizler mavi, sevdiğimle mavinin ufkundadır buluşmalarım

Saat kaç bilemiyorum, ama yine bir gece vaktindedir bu yazdıklarım
Nedensiz sessizlik düşmüş mehtabına gecenin karanlığında
Yıldızlar göz kırparak oynaşıyor, bir yıldızsa mahzunluğuyla uzaklarda
Kayıp gidiyor sahraların üzerinden tuttuğum dileklerimin arasında

Mecnun Leyla’sına kavuşamamış mecnunca gezinmiş çöllerde
Ferhat Şirin’ine kavuşmak için delmiş kayaları, can vermiş dağlarda

Kayıp giden yıldızın ardından tuttuğum dilekler, hasretle yanan sevdalılaradır