- - Mavimsi Kadınlar Şiiri - Yorumlar

Rengin Alacaatlı
100

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

siz,
gün kurusu akşamı geceye serip beklerdiniz
avaz soluğunuzu savurup sustuğunuzu sanırdınız
ela yanılgılar gözlerinizde
parmaklarınızda sonu kıvrık cümleler ile
aldırmayıp başınızı çevirdiniz mi sol yanınıza
anlamazdınız, neden nar kızılıydı gözyaşım

Tamamını Oku
  • İhsan Gürbüz
    İhsan Gürbüz 16.01.2009 - 01:01

    Soyut betimlemeler ve imgelerle taçlandırılmış şiirinizi okurken; yine soyut zamanın loş galerilerinde, hafiften bir müzik eşliğinde, usta bir ressamın sergisini, yalnız başıma ve içime sindire sindire gezdim sanki...
    'Mavimsi Kadınlar'ınızı kutlarım...
    Sevgiyle kalın Rengin Hanım...

    Cevap Yaz
  • Ahmet Kısa
    Ahmet Kısa 15.01.2009 - 20:25

    İNSANLAR ARASINDA FARKLILIK OLACAK Kİ İYİLER VE KÖTÜLER ÇIKACAK ORTAYA.SİZ DOĞRU VE BİLDİĞİNİZ YOLDA YÜRÜMEYE DEVAM EDİN RENGİN HANIM.KUVVETLİ İMGELER VE RENKLERİN BÜYÜLÜ DANSI GİBİ OLMUŞ.HARİKA BİR ŞİİR.TEBRİKLER TAM PUAN SELAM VE SAYGILARIMLA...

    Cevap Yaz
  • Sennur Çetin
    Sennur Çetin 15.01.2009 - 17:56

    intizarım var mavi düşlerim hep yarım kaldı .
    Hüzün okları fırlatıyorum doğan her günün gecesine bana basiret ver İlahi
    yalnız senin doyumsuzluğunun özüyle gömüleyim.
    **********
    ....Sahi neden bu kadar içime dokundun
    Bugün birbaşka hali ruhiyemde okuduğum yüreğinin sesine selamlar can ablam
    tebriklerimle

    Cevap Yaz
  • Tunçer Günaydın
    Tunçer Günaydın 15.01.2009 - 17:46

    bir tarafta turkuazz mavisi , azur mavisi, lavanta mavisi ile oluşan bir değer sembolü var Diğer tarafta bu maviden pay almaya çalışan, kokusunu üstüne sindirerek mavi gözükmeye çalışan bir çoğulcu yapı var. Sembollerden yola çıkarsak çağcıllığın ve devrimci yapının karşısında neme lazımcı, istismarcı çoğunlukla sömürgen ve gene çoğunlukla pasifleşmiş yığınlar.
    Mavimsi kadınlar usta ve şiirin hakkını veren ender şairlerden sayın RENGİN ALACATLI nin kaleminden ve yüreğinden çıkan gerçek anlamda onurlu ve örnek bir çalışma. Tebrik ediyorum. Listeme alıyorum.tam puanımla birlikte.
    Şiirin okuyucuya aktarılışı ise her zamanki zariflikte.

    Cevap Yaz
  • Mustafa Çelebi Çetinkaya
    Mustafa Çelebi Çetinkaya 15.01.2009 - 02:36

    Her zaman ki gibi ALACAATLI'nın kendine has uslubü ve kendine has kalemi. Tebrikler olsun

    Cevap Yaz
  • Naime Özeren
    Naime Özeren 15.01.2009 - 00:53

    Yurdumun kadınlarının ne kadar ışıksız,renksiz, küçük, eksik oluşlarını nasıl böylesine zarif bir şiir diliyle sunmuşsunuz adeta bir kristal kase içinde.Öyle ki, biraz sertçe dokunsam, kırılıverecekler.Elbette Nene Hatunları, Halide Edipleri, Sabiha Gökçenleri ve daha nicelerini tenzih ederim.Ama şiirinizde anlatığınız o kadınlar gitgide sayısal olarak azalacaklarına o kadar artıyorlar ki...

    ben,
    en çok azur mavisini sevdim ufuk çizgisinde
    denizi toplayıp eteklerime varmak için koştuğumda
    son perdahı geçtim boğaz naresiyle konkav ruhuma
    pota pota altın ışıdı, cevahirler yüklendim diplerden
    güneşe verdim doğumun ıslaklığını avuçlarımdan
    hatta bekleyip metalik yağmur bulutlarının ardında
    kemana ses olmayı bildim sevdaya olduğum kadar
    her rengimi kattım maviye deniz boyandı bana
    haydi şimdi yüreğim vur!
    ki olmayana ergidir aşk savur ha savur…

    Şimdi o kadınlara; kemana ses olmayı öğretme zamanıdır dost.Geç kalmak, başlamaktan alıkoymamalı.Zararın neresinden dönülse kardır. FARKINIZ, FARKLILIĞINIZDA SAKLI.
    İçeriğinde çok derin mesajlar barındıran bu anlamlı şiirinizi yürekten kutluyorum Tam puan + ant.
    Sevgiler...

    Naime ÖZEREN

    Cevap Yaz
  • Veli Aykar
    Veli Aykar 15.01.2009 - 00:49

    'gün kurusu akşamı geceye serip beklerdiniz
    avaz soluğunuzu savurup sustuğunuzu sanırdınız
    ela yanılgılar gözlerinizde '
    .......................................................
    Bu dizelerin tümünde görülen bu duygu yüklüğüne, anlatım zenginliğine, Güzel Türkçe'nin nakış nakış işlenmesine hayranlıkla okudum.
    ...........................................................
    Doğrusu şiirde gözüme çarpan özellik 'varlıkların mecaz anlamlarla, imgeleştirmesi ve betimlemiş' olmasıdır...
    ...................................................
    Sonunda bu şiiri tekrar tekrar okuyacağım ve bu güzel eserden esinlenerek bir şiir yazacağım ve dizelerim şöyle başalayacak;fakat bu şiir güzelliğine ulaşmam olanaksız...
    ............................................................
    Sen
    Gönül penceremin mavi dumanında
    Bereket dolu mor bulutunda
    Yüzümü ıslatan bir su damlası
    Gençliğimin efsane sevdası
    Bahçemin suskun papatyası
    Duymaz kulakların bendeki avazı...
    ...........................................................
    Ben
    Yurdumun unutulmuş bir dağ koyağında
    Bir çeşmeyim harlayan
    Yalnız ve tek başına,
    Börtü böcekle oyalanan
    Ve senin adına sana hayran
    Gün be gün efkar üstüne efkar üstümde uçuşan
    Uçan kuştan, esen yelden
    Gül kurusu akşamın morluğunda uzanan
    Geçmişim kendimden
    .................................................................





    Cevap Yaz
  • Ali Niyazi Gül
    Ali Niyazi Gül 15.01.2009 - 00:46

    siz,
    gün kurusu akşamı geceye serip beklerdiniz
    avaz soluğunuzu savurup sustuğunuzu sanırdınız
    ela yanılgılar gözlerinizde
    parmaklarınızda sonu kıvrık cümleler ile
    aldırmayıp başınızı çevirdiniz mi sol yanınıza
    anlamazdınız, neden nar kızılıydı gözyaşım
    bundandır ki dokunamazdı elleriniz
    ahh ne çok ışıksızdınız
    (sahi neden böylesine renksizdiniz)


    ben,
    saklandığım sandık kokularında
    lavanta mavisini okşardım
    bir de hiç olmayan bisikletimi sürerken
    rüzgara kapılan saçlarımın hülyasını
    saklı kasabadaki sedef kumsalında
    altına durup karadut ağacının
    üzerime düşen düş lekelerini
    ve onların denizle birleşiminde bıraktığı rengi
    balıkçı ağlarında yamanan eksik yarınlarım gibi
    kırılgan prizma sandığım adımın
    bilemezdim daha yansıyacağını her tonunun
    haydi şimdi hayata bir es!
    ki çekebilmeli derin bir nefes…


    siz,
    şaşkın bakışlarınızla umursamadığınız
    günlerin fotoğrafını dahi çekemezken
    özgürlük naralarına peltek dil olurdunuz
    özüne düşmemiş hecelerin yazım yanlışlarıyla
    yakışmazdınız kurdeleli saçlarınızla sek iz olmaya
    denizli türkülere perdesiz sesiniz
    yenilik ruhuna yetmezken ökçeleriniz
    ahh ne çok küçüktünüz
    (sahi hiç olmamış mıydı çocukluğunuz)


    ben,
    turkuaz mavisiyle büyüdüm
    özgürlük kokan vatan şiirlerinde
    Nazım’ın takasına selam veren dalgalarda
    ak alınlı, al yanaklı gençlerimin umutlarınca
    gurbetinde kaldığım her toprağımın kokusunda
    ziyneti taşıyan hırçın endamlı nazlı gelin gibi
    Boğaziçi’nde ihtişamlı akıntının yatağında
    sırtımı da yasladım mı Dolmabahçe’ye
    haydi şimdi sus!
    ki dinleyelim huşu ile sanılmasın mahsus…


    siz,
    sevdanın zillerini takıp belinize kıvırırdınız
    denize öykünen hüzün şarkılarında
    açıklara demirli şileplerin liman yolunu gözleyip
    kulak ardından kırmızı güllerin yoksun kokularını salardınız
    memelerinizden şehvet, kalçalarınızdan ter sızardı
    gidenin ardından salladığınız mendiliniz
    dönüş yolunda düşerdi asfalta şemsiyeyi çevirirken edayla
    lombozlardan görünen yarım manzaralar gibi
    ne siz olabildiniz, ne de varabildiniz sevdaya
    ahh ne çok azdınız
    (sahi neden bu kadar hiçtiniz)


    ben,
    en çok azur mavisini sevdim ufuk çizgisinde
    denizi toplayıp eteklerime varmak için koştuğumda
    son perdahı geçtim boğaz naresiyle konkav ruhuma
    pota pota altın ışıdı, cevahirler yüklendim diplerden
    güneşe verdim doğumun ıslaklığını avuçlarımdan
    hatta bekleyip metalik yağmur bulutlarının ardında
    kemana ses olmayı bildim sevdaya olduğum kadar
    her rengimi kattım maviye deniz boyandı bana
    haydi şimdi yüreğim vur!
    ki olmayana ergidir aşk savur ha savur…

    Sorgulamalar evet yüreklerimizde bu sevgi oldukça sanırım olacak, ben sizin etkili yerleriniz vardı bunlara baktım sanki bunları çoğaltmışsınız, daha iyi gördüm umarım yanılmadım, tabii daha çok sorgu vardı ve iyi bir sorgu idi, tebrikler..

    Cevap Yaz
  • Mehmet Çoban
    Mehmet Çoban 15.01.2009 - 00:39

    Hayatta ben olabilmek. benlikte var olabilmek. Yığınlardan öte yıldız gibi parlayabilmek. İşte bütün mesele insan yaşamında bu değil mi? Şiir ben ve siz çerçevesinde mükemmel sorgular yapıyor. Sizi kutluyorum.

    Cevap Yaz
  • Hasrete Sevgi
    Hasrete Sevgi 14.01.2009 - 22:44

    siz,
    gün kurusu akşamı geceye serip beklerdiniz
    avaz soluğunuzu savurup sustuğunuzu sanırdınız
    ela yanılgılar gözlerinizde
    parmaklarınızda sonu kıvrık cümleler ile
    aldırmayıp başınızı çevirdiniz mi sol yanınıza
    anlamazdınız, neden nar kızılıydı gözyaşım
    bundandır ki dokunamazdı elleriniz
    ahh ne çok ışıksızdınız
    (sahi neden böylesine renksizdiniz)


    ben,
    saklandığım sandık kokularında
    lavanta mavisini okşardım
    bir de hiç olmayan bisikletimi sürerken
    rüzgara kapılan saçlarımın hülyasını
    saklı kasabadaki sedef kumsalında
    altına durup karadut ağacının
    üzerime düşen düş lekelerini
    ve onların denizle birleşiminde bıraktığı rengi
    balıkçı ağlarında yamanan eksik yarınlarım gibi
    kırılgan prizma sandığım adımın
    bilemezdim daha yansıyacağını her tonunun
    haydi şimdi hayata bir es!
    ki çekebilmeli derin bir nefes…


    siz,
    şaşkın bakışlarınızla umursamadığınız
    günlerin fotoğrafını dahi çekemezken
    özgürlük naralarına peltek dil olurdunuz
    özüne düşmemiş hecelerin yazım yanlışlarıyla
    yakışmazdınız kurdeleli saçlarınızla sek iz olmaya
    denizli türkülere perdesiz sesiniz
    yenilik ruhuna yetmezken ökçeleriniz
    ahh ne çok küçüktünüz
    (sahi hiç olmamış mıydı çocukluğunuz)


    ben,
    turkuaz mavisiyle büyüdüm
    özgürlük kokan vatan şiirlerinde
    Nazım’ın takasına selam veren dalgalarda
    ak alınlı, al yanaklı gençlerimin umutlarınca
    gurbetinde kaldığım her toprağımın kokusunda
    ziyneti taşıyan hırçın endamlı nazlı gelin gibi
    Boğaziçi’nde ihtişamlı akıntının yatağında
    sırtımı da yasladım mı Dolmabahçe’ye
    haydi şimdi sus!
    ki dinleyelim huşu ile sanılmasın mahsus…


    siz,
    sevdanın zillerini takıp belinize kıvırırdınız
    denize öykünen hüzün şarkılarında
    açıklara demirli şileplerin liman yolunu gözleyip
    kulak ardından kırmızı güllerin yoksun kokularını salardınız
    memelerinizden şehvet, kalçalarınızdan ter sızardı
    gidenin ardından salladığınız mendiliniz
    dönüş yolunda düşerdi asfalta şemsiyeyi çevirirken edayla
    lombozlardan görünen yarım manzaralar gibi
    ne siz olabildiniz, ne de varabildiniz sevdaya
    ahh ne çok azdınız
    (sahi neden bu kadar hiçtiniz)


    ben,
    en çok azur mavisini sevdim ufuk çizgisinde
    denizi toplayıp eteklerime varmak için koştuğumda
    son perdahı geçtim boğaz naresiyle konkav ruhuma
    pota pota altın ışıdı, cevahirler yüklendim diplerden
    güneşe verdim doğumun ıslaklığını avuçlarımdan
    hatta bekleyip metalik yağmur bulutlarının ardında
    kemana ses olmayı bildim sevdaya olduğum kadar
    her rengimi kattım maviye deniz boyandı bana
    haydi şimdi yüreğim vur!
    ki olmayana ergidir aşk savur ha savur…

    Bu Mavi 'RENGİN' en güzel yansıması..Gerçekten Ufuk çizgisindeki azur Mavisinin yanındaki ulaşılmazlık kadar güzel..ve Bu bir emek...bir görsel şölen..tınısı ruha ziyafet..'Ben ve Sen' analizinde anlamlaşan derinliği ile mükemmeldi..söyleyecek söz küt kalıyor bu güzelliğin üstüne..teşekkürler paylaşımınıza..sevgiler..

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 111 tane yorum bulunmakta