siz,
gün kurusu akşamı geceye serip beklerdiniz
avaz soluğunuzu savurup sustuğunuzu sanırdınız
ela yanılgılar gözlerinizde
parmaklarınızda sonu kıvrık cümleler ile
aldırmayıp başınızı çevirdiniz mi sol yanınıza
anlamazdınız, neden nar kızılıydı gözyaşım
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
21.03.2014 Tarihinde şiirimi 'Günün Şiiri' seçerek beni onurlandıran Antoloji Seçici Kurul'un değerli üyelerine çok teşekkür ederim...
harika! demek ki neymiş, sitenin değil okuyucuların seçtiği daha çok ilgi görüyormuş )) nefis bence de
Antoloji'ye ilk yorumum bu güzel şiirinize olsun.Tanımadığım birinin şiirlerinde tanışmak çok güzel oluyor,yüreğinize sağlık.
Yorum yazmak için parmaklarım boş yere bekledi klavyenin üzerinde.
Bu şiire ne yazsam az.
Saygıyla kutluyorum kalemini ve yüreğini sevgili Rengin.
Sizlerden ve benlerden çıkarak bizlerin yolunu açan şiir güzelliği bence şiirdeki dinginlik , bütünlük harika yüreğine sağlık şaiir dost yaşama yansıyan güzelliklere merhaba.
Nedendir bilmiyorum; bugün okuduğum şiirlerin çoğu güzel... Çoğu etkileyici... Ve çoğunda sevda ile toplum var. 'Mavimsi Kadınlar' şiirinde, bilinçle ustalığın dengesi kurulmuş sanki. Yürekten kutluyorum.
Emek var,duygu var,dizelerde akıcılık ve güzellik var,Var da var.Yüreğinize sağlık Harikaydı.Saygı ile...
Süperr emegine saglıkk
saygılar
ben,
en çok azur mavisini sevdim ufuk çizgisinde
denizi toplayıp eteklerime varmak için koştuğumda
son perdahı geçtim boğaz naresiyle konkav ruhuma
pota pota altın ışıdı, cevahirler yüklendim diplerden
güneşe verdim doğumun ıslaklığını avuçlarımdan
hatta bekleyip metalik yağmur bulutlarının ardında
kemana ses olmayı bildim sevdaya olduğum kadar
her rengimi kattım maviye deniz boyandı bana
haydi şimdi yüreğim vur!
ki olmayana ergidir aşk savur ha savur…
...........
gerçekten müthiş bir birikimin ürünü... matematakte bir teoremin ispat yöntemlerinden biriydi olmayana ergi...
olmayana ergidir aşk.. sanki aşk yok ama varsayalım ki var ... savur ha savur.. vur yüreğim en içten nağmeleri vur....
harakaaa. gerçekten çok güzel.. Yürekten tebrikler şair...
:):):):):)
harika..şiirlerin .üreticisi yürek..kutluyorum..
Bu şiir ile ilgili 111 tane yorum bulunmakta