Gözlerinin deniz mavisinde buluştuğu gün gözlerimiz
Mavi enginlere yelken açtık umut sevgi dolu yüreğimizle
Kuşlar gibi süzüldü kalbim kanat çırparak mavi gözlerine
Sende yaşadı sevmeyi sevilmeyi gözlerinin mavisinde
Senelerce kanat çırptı kuşlar gibi yüreğim mavi gözlerinde
Birlikte yaşadık mutluluğu deniz mavisi gözlerinin içinde
Seninle hırçın dalgalara set olduk açıyı kederi yenerek
..
bir tuval ve fırça
boyalarım var rengarenk
iki dağ,
arasından akan bir nehir
işte mavi ve fırça
nehir mavi
gökyüzü mavi
..
Anladın mı gökyüzü niye mavi,
Anladıysan mavinin engin derinliğini,
Düşüneceksin okyanusların maviye tutkusunu.
Duygularda bir okyanus bilir misin,
Bazen uçsuz bucaksız bir mavi oluverir,
Bazen de kızmış simsiyah gökyüzü ile bir.
Sen maviye hayran dolaşan bulutları bilir misin,
..
sen mavi giyerdin
herkes çok yakıştırırdı.
ben sevmezdim maviyi oysa
sende çok beğenirler diye
sen mavi kokardın deniz, deniz
ben o zaman denizi de sevmezdim
sen maviydin
..
Bir yeşilliğin üzerinde oturan güzel
Güzellerin arasında duran mavi kelebek
Bir yaprak koynunda saklı yüreği
Dalların üzerindeki yıldızlı çiçekler ve güller
Sanki ışıyıp söner bir mavi kelebek
En sıcak, en güneşli türküleri başka
..
İşte bir beyaz kuş
Bembeyaz çıktı uçtu göklere kocaman açtı kanatlarını
Mavi denize düşen maviye boyanan taş gibi
İşte ben kendimi,herkesi daha o mavi kuşun kanatları altında sanırım
Güneşin yakmasından,kışın donmasından
Ve o mavi kuşun kanatları altına saklanırım; sığınırım...
..
Kırmızı, ateşli bir yakamoz
Mavi ise coşkulu bir deniz idi...
Yakamozlar saçlarından dökülür
Sonsuz Mavi sevdası ise teninde idi...
Ben Kırmızı yı seçtim
..
Her yer gökler gibi tertemiz mavi olsun,
Maviyi sevmeyen, istemeyen olur mu?
Uzaklara, göklere doğru uzanan yolsun.
Maviyi sevmeyenler temizliği bulur mu?
Mavi üzerine yazılan şiir, dinlenen şarkı.
Temiz olmasındandır tabi mavinin farkı.
..
Olur ya bir ölüm dürtüşüyle uyanıveririm mavi hülyalara aldanışlarımdan.
Teskine lüzum yok yalan olsa da belli ki memnunum bunca hayalin mavi oluşundan.
Gök gibi, deniz gibi mavi, masmavi...
Belki maviye bu düşkünlüğüm eksiksiz ben gibi oluşundan.
..
Maviye Çalan
O Gözler
Deniz Anımsatıyordu
Gözlerimden
Gökyüzü Mavi
Deniz Mavi
..
Mavi bir balığı,
Bir kutuya koydular.
Mavi balık kuytuda,
Kutu biraz ıslak.
Kaderimiydi bilmem
Sanki bir/az yaşamak,
Mavi balık kuytuda,
..
Deniz mavi, gözlerin de mavi,
Renkler mavi, düşler mavi,
Söyle sen deniz misin?
Elma kırmızı, kiraz kırmızı,
Güller açar, onlar da kırmızı,
Söyle, sen gül müsün?
..
Kendi halinde temiz biraz da güzel olsun
Senden mavi göz al dudak istemedik Tanrım
Girsin kalbime ölene dek yanımda kalsın
Senden mavi göz al dudak istemedik Tanrım
Kalmadı hiç yanan yüreğimi eşe eşe
Karanlık oldu küçük odamdaki her köşe
..
Serseri rüzgârlar da, yaprak izlerini soyduk.
Kelepçelenmiş gamlı bulutlara
Name-i ruhumuzun, ahşap notalarını yağdırdık
Eskimiş hikâyeler çaldı, şiir aktı penceremden
Eskilikler devrildi üzerime, mavi mavi aktım.
..
Siyah benim,mavi sensin
Denizdir mavi,gökyüzüdür
Gökyüzünde uçan kuşlardır mavi
Mavi umuttur.Mavi yaşamdır
Siyah ise! ! ! ! !
..
...bir zamanlar hiç girilmemiş bir bahçenin içinde meyvesi hiç koparılmamış bir ağaç olmak isterdim içindeki lanetli acılardan uzak ve gelecek zamanların birinde gövdesine hiç merdiven kurulmayacak...
Ama ben senden sevilmeyi daha çok isterdim; çünkü sokaklar vardı yağmurlu ve güneşli yaz havalarında üzerinde eski Türk filmlerinden kalma yürüyüşleri barındırmak için bizi bekleyen. Bir de en acıklısı dallarına dikilmeyi bekleyen kahverengi güz yaprakları ve o yaprakların üstünde bizi beklene ve sınırları çizilmemiş bir dans pisti. Biz yaprakları yerine tekrar dikmeyi umumi istek üzerine kabul ettik.
Ben sevilmeyi, tarafınızdan; daha çok tercih ederdim çünkü adının içinde bahar olan her şey gibi mutluluk verici ve sevilesi kokuyordunuz. Aslı kadar güzel olmayan çekilme kasetler gibi aslından daha orijinal sesiniz vardı. Ve bana hayatımda ilk defa ne kadar az ama o kadar çok geç kaldığımı müjdelemişti. Nedensiz mekanların anlamsız türküleri gibi bir sevda idi. Zaten yaşaması filmleri bırakılmış bir aşkın ayak sesleriydi ardında kalan, sen giderken, senin sesin değildi neticede giden benim rüyalarımın çığlıklarıydı gelen.
Bir köprüydü paylaşmak istediğim aşka dair senden bana, benimkinin yanına benden sana! Sadece bir sokağı başından sonuna ve sonundan başına defalarca yürüdüm sana gelmek için, ama sen yoktun. Mavi bir denizdeki en mavi balığa konan ödül gibi ellerin vardı boyalı mercanlar gibi, uzun uzun tutamadığım ve asla bitmesini istemediğim tokalaşmalarla beraberdin yolda onlar geliyordu sen giderken.
Ayıları bile öldürebilecekken bu acı balinaları ısrarla deniyordu. Tam ittirecekken yardan aşağı, aşağıdaki yarin kollarına düşerim diye bekletiyordu. Atlamadığım yar kalmadı şehirde bir senin kucağına düşemedim. Belki bu şehre hiç şiir yazılmadığı için yardan atlayınca yarin kollarına düşülemiyordu. Belki de bir yar yoktu, yada ben.
“Sevgileri ne zamana bıraktık senle” diye düşünürken aklıma “ bu zamanda kim kaybetti ki sen bulacaksın” diyenler aklıma geliyor birden ve birinin bulduğunu görüyorum uzaklardan sessizce bana duyurmadan. Seni; onun saramayan kollarında düşünmek veya düşünememek koyuyordu terkisine beraber atılan zarların, bir “ARAMA” yüzünden gecelerce uykusuz kalıp sabahlarca seni aramak da bir zaman sonra yoruyordu gerçekten. Ama yorulmamayı değil yorulsam da durmamayı tercih ettiğim için yıllar önce bir o koymuyordu yada ben fark etmiyordum.
Her çalınan şarkıdan önce radyocunun “bu şarkı senden bana! ” demesini diliyordum ama o ısrarla demiyordu bunu, belki o radyocuda sendin. Sen geliyordun aklıma her şarkıdan şiirden sonra ve silemiyordum senin karakalem darbelerini bir türlü bir mürekkep silgisi ile bile. Kağıdı da yırtmak erkekliğin sinesine sığmıyordu biraz bakamıyorduk artık “bana bakın! ” diye geçenlere bile sokaktan, sen öyle demiştin bana çünkü. Aslında “ona baktın! ” diye gitmeni de daha çok isterdim eğer gelseydim.
..
Mavi gözlerine yazdım şarkımı
İnlettim içimdeki sevda yangınlarını
Aktı gitdi duygular mavi gözlere
Işıldadı içinde yansıttı okyanusları
Sevgimi kucaklıyor mavi gözler
Alıp götürüyor mavi derinlere
Benimle bütünleşiyor mazide
..
''Varacağın yerle aranda hep bir adım mesafe olsun''
Orhanın hayat felsefesi buydu.Tabi bazı zamanlar bu görüşü yanlış algılayanlar çıkabiliyordu,hedefe hiç varamamak zannedenler.Tabiki asıl söylenmek istenen hedeflerin hiç bitmemesi,ideallerin hiç eksilmemesiydi.
Orhanı yaşadığı kısacık ömründe iyimser biri olmaya iten güç bu felsefeydi,asla ümidi bitirmez,ve hep yapılabilecek daha iyi birşey olduğunu düşünürdü.
Bundan sekiz on yıl önce sadece arkadaşları okuyup beğendiklerini belli etsinler,yakınları hadi bakalım orhan oku bi şiirde efkarlanalım desinler diye yazarken,daha sonra işi kitap çıkarıp satmaya,daha sonrada kitap çıkarmasada ölümsüz şairler arasına girmeye götürmüştü.Gerçi bütün şiirler ve bütün şairler ölümsüzdü onun için,çünkü başka hiç bir şair yada yazar,o anda okunmakta olan yazı,veya şiiri aynı duygularla,aynı düşüncelerle yazamazdı,Belki türkiyenin şu an baş yazarı olarak gösterilen kalem üstadları,Mavi kolye adı altında bir roman yazabilirler,hatta bunu Orhana göre çok daha edebi kurallara,ve sanatsal çerçeveye uygun yapabilirlerdi.Yada daha okunabilir,anlaşılır bir dille yazıp,muhteşemi yakalayabilirlerdi,ama hiç biri Orhan kadar istekli ve ümitli yazamazlardı bu romanı,Çünkü onlar birer mavi derbederi değillerdi.
Etrafındaki insanlar bazen Orhana saçma sorular soruyorlardı,
''bu şiirleri,öyküleri kendi aklındanmı yazıyorsun''bu soruların içinde en saçma olanıydı Orhan bazen evet deyip geçiştiriyor,bazende keyfi yerindeyse eğer ''hayır komşumuzun aklından yazıyorum'' diyordu.
..
Kafamı sola çeviririm
Masmavi bir koydan
Mavi bir gemi kalkar
Kafamı kaldırırım
Mavi gökyüzünde
Mavi kanatlı bir kelebek uçar
Derken sağa bakarım
..
Aramam başka renk,benim renğim belli
Yedi renk içinde has durur mavi
Şarkılar türküler hep seni söyler
Yedi renk içinde has durur mavi
Yaşam renğim mavi doyum olmuyor
Başka renkler güzel ama içim almıyor
..