Okul çıkışı oyalanmadan hemen eve fırladım
Harika bir yemek menüsü hazırladım
Önce bir bir düşünüp başlıkları saptadım
Hiç bir detay atlamadan geceyi planladım
İlk masamı hazırladım, yasemenler baş köşede
Mültecin oluyorum
Firar ettim gözlerinin yurduna
Arkama bakmadan sığınıyorum
Ses ver haydi bana
Hissettiğini biliyorum
Gözlerinden anlıyorum..
neden sana bunca uzak düşüşlerim sevgili
gözlerim gözlerinin pırıltısına muhtaç
dudağında bir hececik olsada hatırım var değil mi?
senin andığın olmak nasıl dünyalara değerse
senin dilinle anılmamak öylesine can yakar bilmezmisin ki?
faydasız sözlerimin sesini biliyorum duyuyorsun
kalbim dilime yetişti artık
boşluğa savurduğum kelimelerimi
diriltici dokunuşlar olarak sana gönderiyorum
hep yanımda olduğunu ben nasıl unuturum..
her gün seninle ağarır canımın içi
gözlerimi hiç açmam
önce kokunu duyarım buram buram
sonra nefesini hissederim sıcacık
sonra ellerin dokunur saçlarıma
tek tek hissederim sana ait ne varsa
işte o zaman gün ayar ve aydınlatır ortalığı
sevdiğin melodileri mırıldanır dudaklarım
usul usul çayımızı demlerken
pencere açıktır illa ki
bir kuş cıvıltısı doldurur içeriyi
çok uzaktan bir vapur sesi
araba kornaları, melahat ablanın bağrışmaları
uğultu halinde hepsi doluşur odaya
tatlım kravatımı bağlar mısın sesiyle
boşaltıverirler bir anda yaşamın sıradanlıkları
çekiliverirler sahneden
koca dünya da bir tek iki ses kalır ve iki kelime
her gün seninle başlar canımın içi
ve ben her sabah
sol tarafımda bir sancı gibi
yokluğunu hissederim..
her akşam seninle biter canımın içi
hep aynı sağır gökyüzü
kör bir düzen
lal bir deniz
iki yüzlü selâmlar
arızalı bakışlar, yalancı yüzler
yine aynı tempoyla biten bir mânâsız gün daha
ve değişmeyen puslu ikindi üstleri
hep aynı monoton, sıradan, zoraki akşamlar
ya o geceler
mavilerimde ihtirasların en bayağısı
içimde pazarlıklı merhametler
kafamın kalabalığında hesaplı dostluklar ajandası
dönüp durmak hep aynı çemberin içinde
kurtulmayı başaramadığım bir alınyazısı
bir türlü karşısına geçip de kafa tutamadığım bir kader
hepsi geceleri gelir bulur beni
eski bir gramafon gibi
ansızın bir yerde ölüp
sonra seninle başlayan sabaha tekrar uyanmak
sonra koyu mavi bir sensizlik
hep aynı filmi sar başa diyen tuhaf bir replik..
ben sıradan şeylere meyletmem bilirsin canımın içi
hayatsa benim, dilediğim gibi yaşamalıyım
gönülse benim, gönlümce sevmeliyim
kendi kalemime hohlayarak yazmalıyım
alnımın ortasındaki o yazıyı
kapıya bir tepik atıp, dalabilmeliyim odana
ve sarılabilmeliyim sıkıca canımın boynuna
dokunmalı dudaklarım kor gibi yakan dudaklarına
ve boynundan içime çekmeliyim kokunu doya doya..
ama olmuyor işte..
sadece günü ağartıp seninle
sonra kalıyorum ortada kendi kendime..
a.g.t / nisan2012
söylenmemiş kelimeler yüzünden
ikimiz de mağduruz sevgili
peki kim susturdu ne susturdu
seni-beni ve çıkmayan sesimizi..
öpebilirim, beni boğduğun denizlerde seni
ve öpmendir dileğim acımla bekliyorken seni..
sevebilirim, sensiz batan bu turuncu günesi
ve sevmendir dileğim, her gün sana doğan beni..
saat kaç mı oldu akrep biri(ni) n üstünde
yelkovan gene koşturuyor hep Ona doğru
gözlerim kapalı karanlık odamda
renkler akıp duruyor hep sana doğru..
ne bitmek bilmez bir rüyaymış ki bu
ruhların sürekli uğradığı efsunlu harita..
bedenlere sol taraftan nişan alan büyülü bir bomba..
içinde savrulmaya doyulmayan harika dünya..
herkesin kendince sınırsız yaşadığı hayal ülkesi..
kalpten kalbe kurulan en güzel büyülü şehir..
gece rüyamda gördüm seni
öylece duruyordun
sevecen sıcacık
hatıralarımda sakladığım gibi
adım attım sana doğru
koşup sarılmak için boynuna
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!